22
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1821
Okunma
Senin gözünden baktım kendime
/şaka gibi…
Bir rüyanın içerisinde terk-ettin beni,
Şimdi seversem (seni)/ öldürürüm-kendimi
Elimdeki kırık yürekle sahile yürüyorum…
Çivili bir sandalın küreğine yaslanıyorum
Ne güzelde fırtınalara çakılıyorum…
Güneşin doğuşu-batışı burada yatıyor,
Çünkü –mıh’lı hüzünler sandalı hayatı anlatıyor…
Yanılmıyorum… Rüyamda sandala çivi çakıyorum
Çekici vuruyorum çiviye, sonrada kendime
Kırık işte! Burada her şey bir başka yaralı…
Yarım kalıyor… İçimdeki her şey gibi işte!
Olmuyor… Ne çivi ne de ben, sandala yakışmıyoruz
Yaralı bir bedende… Kendime kalıyorum
Düşün ki-mevsimlerin en koyu karanlığındasın,
Bir o kadar anlamsızsın… Sahil kasabasının kıyısında
Kendini arıyorsun; elinde kazma ve önünde toprak!
Anla işte! Yolun sonu kendi mezarını kazıyorsun…
“zamanından önce biten bir şeyin ardından sadece dua edilir…”
Emre onbey