1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1131
Okunma
I
Bozkırda buğday kokusuydun,
Burnumda buram buram tüten
Sıcak yazda, her tarlada…
Alnımda oluk oluk tuzlu ter,
Avuçlarımda kemikleşmiş nasır,
Yüreğimin her çarpışında sen,
Umut tohumları ekerken,
Uzun kış ayları kar altında kalmış,
Uçsuz bucaksız tarlara bol elden,
Senli benli hayaller kurup
Yine de tutunurken hayata ben...
II
Bozkırda açlık korkusuydun,
Kızgın güneş altında,
Sıcak hava yutkunduğumda,
Yazda, bozkır susuzluğunda,
Saban toprağın bağrını yardığından
Toprağa ilk tohum düştüğünden bu yana,
Buğdaya gebe kalan başaklar
İçlerinde tutamayıp iri,
Kavruk buğday tanelerini,
Boyun eğdiklerinde tırpana.
Bozkırda açlık kokusuydun bana…
III
Kerpiç evde başı al yazmalı
Toprağa tırnaklarını geçirmiş.
Taze bir gelinin doğum sancısını,
Yeri göğü inleten ıkkına ıkkına haykırışını.
Göbek bağı yeni düğümlenen,
Kursağı yeni hasat tahıl tanesiyle açılmış,
Bir bebeğin;
Bozkıra doğduğuna pişmanmış gibi
çatlarcasına,
Hıçkıra hıçkıra ağlayışını.
Yirmibirinci yüzyıl olağanı saymak
Çocuk saflığında kendini unutmuşluktu...
Umuttu, belki de avuntuydu
Çırıl çıplak,kurak bozkırdan
İstanbul’un serin boğazlarına göz dikmekti
Ölürcesine seni sevmek
Üstbaşsız bozkır yoksulluğunda
Karnı zil çalan bozkır açlığında.
.
.
.metinözgör