0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
781
Okunma
Kafatasıma saplanmış
vida misali güçlü
ruhumdaki yalnızlık…
Yerinden söküp çıkaramadığım
ve genellikle
ihtiyaç duyduğum
çelik acıdır
ruhumdaki yalnızlık…
Gece kalınlaşır
incelen sevgi sözcükleri üzerine
ve inleyen kadın seslerine
karıştıkça iliğim
güçlenir
ruhumdaki yalnızlık…
İçimden geçen sayısız
damar labirentinde
oyanayan çocuk
ruhumdaki yalnızlık…
Hiç görmediğim kalbim kadar
yakın aynı zamanda bir yabancıdır
ruhumdaki yalnızlık…
Kağıttan gözkapağı
mürekkep gözyaşı
ruhumdaki yalnızlık…
Tırnaklarımın doğduğu yerden
parmaklarımı üçe bölen
boğumların gerisidir
ruhumdaki yalnızlık…
Dudaklarımın hemen arkasındaki
dişler kadar bazen vahşidir
ruhumdaki yalnızlık…
Bütünün bendeki küçük parçası
zamanın başından sonuna
nabzın atışıdır
ruhumdaki yalnızlık…
Gecenin içinde biryerde
kimsenin görmediği
lezzetli bir gülümseme,
parlak bakışlar,
kimsesiz dudaklara sahip kadınlar
yürümeye devam ederken
beni omuriliğimden yakalayıp
sımsıkı zincirler
ruhumdaki yalnızlık…
Gece, güneşi doğururken
karlı tepeler birkez daha
pembeliğe bürünür kısa süreliğine
yalnız ve ölümsüz…