geçmişten bahsetme diyorsun
sınırsız örtülerle kapatılır gibi dünler
kara bir fiyonk atalım gözlerimize
unutulsun tüm renkler
sadece bir resim kalsın öyle mi
tüm çerçeveler çöpe!



öyleyse tavuskuşu renginden başlayalım önce
tamam
yanağını ılgın okşayan diken olsun ellerim
olur kimse bilmesin, kimseye söylemeyelim
seni sevmek ne kelime
tanımam bile!


bahar rengi düşsün sonra
cevval adımlarla önümüze
tarikâtını terketmiş olsun sözlerimiz
tepindikçe aklımızda eski yeller
inkâr edelim
derin bir sürme çekmiş olsun zaman
ayrılmış olalım bizden!
hatta hiç bir araya gelmedik!



sonra mavi tutsun yüreğimizden
tılsım bilmez kuşlar gagalasın andımızı
silip atalım büyük kırmızı harflerle
çentiklediğimiz ahizeleri
yok edelim dudak izlerini
yeni tanışır gibi tesadüf edeyim koca gözlerine
kartopu gibi yuvarlak tebessümle
bir plağa yükleyelim geçmişimizi
playback oynayalım bembeyaz sözlerimizle
bu ara ne kadar tesadüf ediyorum size!






hercâi makamda kahperengi bir bulut olsun tepemizde
sen beni hiç görmemiş ol
ben seni hiç gömmemiş içine
ne kavî bir dilek kalsın geride
ne meskun mahâl sevi izleri
acımayalım, gerisingeri zoraki sokalım içeri
kim yanarsa yansın! bize ne!


-bakın şuradan sanki duman çıkıyor
-- lütfen, hanımefendi!
bakın tabelada ne yazıyor!


Aşkla bakmayın ve fazla yaklaşmayın, tutuşabilirsiniz!..




ToprağınSesi



.