2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
996
Okunma
Zamanın tavanı delindi birden;
Sanki daha dünmüş, doğmuşum, bebek!
Mağrur değil başım, uzak kibirden;
Hâlâ mini mini zarîf kelebek!
Ne zaman geçip de aynaya baksam,
Kırlaşmış saçıma takılır gözüm!
Kalbim onbeşinde ona bıraksam;
Belki de daha genç kalbimden özüm!
Boşa geçirmedim geçen yılları;
Hiç pişman değilim sevdiklerime!
Terse mi dönerdi zaman duvarı,
Bir kötü doğsaydı benim yerime?
Ne kine eğildim, ne hâinliğe;
Nezâket, fazîlet ölçü, bilene!
Ne şöhrete yandım, ne zenginliğe;
Elimi uzattım dostça gülene!
Sevgiyi tâç yaptım, ufuğu hedef;
Dünya, bir deneme yeridir; fânî!
Ördüm güzelliği, ben, gergef gergef;
Ayıplar fecaât, çirkinlik câni!
Süzüldüm, süzüldüm, bir mum alevi;
Kapanıp secdeye şükür eyledim.
Kaldırıp fırlatıp birden gövdemi,
Kendi öz nefsimde hazmedip yedim!
Yazdım şiirini güzelliklerin;
Cennet bahçesinde rengârenk çiçek!
Ruhumu saran şu ilâhî derin,
Muamma gölünde hakikî ölçek!
M.Hâlistin KUKUL
5.0
100% (3)