13
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1939
Okunma

Tel örgülerin silahlı gölgesinde
Solmuş renklerim de damlar hüzün
Bir sardunya kokusunda tutulur nefes
Kekik kokan kızıl//kızancık//dağlarımda
Denizimle sevişen rüzgârlar vardı
Kopardı dudağından eğrik öpüşmeyi
Devrim ateşi içinin tuğlalarını yıkar dı
Kurşun yağmuru altında kırılgan umutlar
Bütün masallarımın lekesiz düşlerinde yaşar
Ah bir dura bilse zaman kuyu dibinde hüseyin inan
Sol elin elimde diğeri azrailn urgan dili can yakmaları
Hırsız sevdaların o kalleş anı üstünde binlerce kan
Kızıl derenin ovasın da devrim için yanan
Erdal eren di bize haykıran
Kurşun yağmuru inler taş duvarlarda ses
Yusufum gidenlerin türküsünde bir nefes
Devrildin bir dağ gibi gözlerimin önünde
Tozpembe hayallerin çakır keyfinde zindan
Demir kapı ardında boğum boğum yürek
Çavlanır dağlanır sol yanım
Seni sevmek ip uçunda sınanmaksa
Felek adımızı yıllar önce öksüz koydu
Zalim yaşatmaz hapishaneler doldu
Aydınlarım bir bir sürgün ihtilal süvarisi
Cumhurum kayboldu
Elinden cumhuriyeti alanlar dindar oldu
Kör bir karanlıkta vuruldu rüyam
Gölgem geceyle öpüşür….
Derin uykularım kül rengi zindanda nefes alır
Tetik düşürürken kipriklerim
Aslan sütünde yıkanır
Kan pıhtısı usumdaki duygular
Yosun tutmuş dağ çiçeğim de tel örgüler
Yanmış meşalede öpüşür ken ölüm
Kızıl//kızanım//dağlarda devrimcim var gülüm
Ölüm insana en çok yakışansa
Devrim toprağa akan sele değmek gibidir.
Pas tutan yüreğimin mor menekşeleri…..
5.0
100% (12)