FALANLAR FİLANLAR...

Garibin hasatı kalmış harmanda yerde
Sapını, samanını, tanesini yiyen yiyene
Tabipler derman olmaz olmuş yaraya derde,
Fakiri, fukarayı vuran çok yerden yere

Devlet kapı olmuş haramilerin çeşmesi
Zor iyi-kötü, haram ile helali seçmesi,
Haramzade, yol kesen olmuş iktidarın yeni yetmesi
Su yerine, ekmek adına kanımızı içen içene

Eskiden bilirdik, tanırdık dinlisini, dinsizini
Dünün dinsiz bezirganları pazara çıkarmış dini
Eskinin Vatan satanı, Halk düşmanı, densizi
Vatana, millete, Cumhuriyete söven sövene.

Bir namert bin merde hükümdar olmuş,
Yiğitler, beyler ayaklar altında kalmış,
Dünün sümüklü it yobazı ferman salmış,
Gemileri salmışlar Denize, milleti soyan soyana

Matbuat olmuş kara leke, yok beyazı,
İki kelime bilmeyen satılık gazete başyazarı,
Satılıyor yurdumun toprağı, taşı, ormanı
Cellat misali urgan elinde canlar alan alana

Vurgun, talan aldı başını gidiyor yetmez mi?
Zalimin, hainin zulumleri iahentleri bitmez mi?
Yalan, dolan, kin iftira yaptıkları bitmez mi?
Adalet zalimin elinde, her yer zindan; yatan yatana.

Ali Bektaş, sen uyma soysuzlara, kansızlara
Sözün boşadır ar damarı çatlamışlara, arsızlara
Özgürlük teslim edilmiş satılmış soysuz yobazlara
Bu da bilmeyenlere ders olsun; falanlara filanlara!
Ali BEKTAŞ - 22 Haziran 2012/ Amsterdam