21
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
3788
Okunma

Yüreğinin büyüklüğü kadar sus payı bırak
Anlam yüklemeye başlamadan kelimelere
Ne tuhaf!
Farklıdır bu yüzden
Mekan sessiz... Akıl ıssız... Dil sözsüz... Gönül gözsüz...
Yitip gitmeden zaman büyümek isteğiyle
Dövünür içten içe
Yükseklikten düşme vurucu yabancı süreç sonrası
Yüzleşmek zor zira
Üzerinden sıyrılıp tünemiş alacakara bulutlar
sırrıyla iz bırakır
İçten içe titreşir gergince çıpır gözlü yıldızlar
Üşümüşcesine
Şimdi iki satır arasına tutunsam, savrulurum
Uğultulu yitik cümlelerde
Pelteleşmiş dilimde
Gelişini hatırlamadığım türküde iskalanır’ Heyyamola heyya heyy’
Ondan mıdır bilinmez, nedensiz büyür umutlarım anlamsızca baktığım ölü yüzlerde.
Nöbeti uzamış neferin ağırlığına yenilirken iniltili kapaklanır görüntü kale’m
Sığındığım tek gölgelikti oysa ki !
Alacakara bulutların kaybıyla k(y)ollasam evrenin ak yüzünü
Sıyrık aşımı görkemiyle en derinden bir anlık ’O ’ bakışı
Bilme artık; nerede kaldığımı
Bilme artık; dünden yarına topladığım bugünümü
Bilme ki; nerde kaldı
son vedaya sancılı hükümsüz dönümlerde, mavili gündönümü...
Nezahat YILDIZ KAYA