25
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1988
Okunma

’’Varlığı yetmeyen birinin yokluğuna nasıl dayanılır ’’
Sabrımda katmerleşen dağ çökerken ansızın
Garipçe telaşıyla içime düşer sızın
Efelenir hüzünler geçit vermez ş/ölene
Sessizce iç kemirir soluğunu bölene
Başkaldıran talimle yere koyarak dizin
Yaka paça koşarken nasıl da yandığımın
Hedefi; final bilip tıkanıp kandığımın
Hararete bal çalıp olanca görkeminde
Kudretiyle yürürdüm, bakışının neminde
Şimdi var mı önemi ?Nasıl dayandığımın.
Boşver artık herşeyi, sakın ederek inat!
Ne düzelir kaderin ne bozulur kainat
Bu kadar şikâyeti kabul eder mi sine?
Dimağında öfkeyle varıp, kanıp nesine
Yüksekçe; sarp yokuşta, yükü çeker mi kanat?
Hiç ihtimal olmayan bilinmezlerde artıp
Belki bir umut deyip nefesini kabartıp
Kapalı avucunda, dilek tutup bir yandan
Sözün sarfiyatıyla sevgi gider mi candan?
Sınayarak özlemi koynuna koyar tartıp
Meçhulde ki sığınak, derdi saklar mutlaka
Birgün değilse elbet düzelir iki yaka
Asilce davranışla gönlü edip bahtiyar
Üç günlük dünya için bulup kendine diyar
Gider sessiz se(v)dasız sürüklenirken taka.
Nezahat YILDIZ KAYA