5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2119
Okunma

Dokundukça zonkluyor Sancılarım
Bilmez miyim pencereme şafağın bıraktığı kumru sesini
göğsümde hazin bir öykü o eski sevdalardan
dokundukça zonkluyor sancılarım, dilimde kan lekesi
ne hoş o büyülü sıcaklığına
dokunmak avare bir uykuda.
Hakkınız var, alabildiğine mutlu yaşamak
bir zamanlar dillerde bir Münir Nurettin vardı
onun nağmeleriyle denizler dalgalanır çağlardı
boş ver Nuri, yüzün pişmanlıklardan arınsın artık
o vitrinlerden silindik biz, yıllar oldu ayrılalı.
Sen ey! akıntısı Akdeniz’e uzanan nehir
hangi balıklarla dans ediyorsun
bedenime uyumsuz kumaşlar biçtin, hep sustum
hep böyle istiyordun ya, şimdi mutlu musun?
Pürtelâş esmerlerle gök kubbeyi seyrederdik
ne korsanlardan ne de fırtınalardan korkardık
sen gözlerime bakarken içim titrerdi derinden
şimdi
bahar hazırlığıdır üstümüzde uçan göçmen kuşları
durup durup seyrediyorum, halimi soran eller mi kaldı.
Mehtap doğunca uyanır göğsümdeki efkârım
İsyanların bahçesidir gölgesidir her yanım
bir deniz ki dalgalar kudurmaktadır merakından
yosun kokan benim, avuçlarımdır.
Yüzüme atom çekirdekleri çarpıp çarpıp duruyor
fırat’ın, dicle’nin bin yıllık serüvenleri bendedir
en yüksek teperlerden bakarım Anadolu’mun kervanlarına
Leyla ile Mecnun’unun bütün aşklarını merak ederim.
Nuri Dağdelen
Özdere- İzmir
3/6/2012
5.0
100% (2)