1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
933
Okunma
çok ırak yollardan geldin huzura ey rebap-ı müşkül
ne derin izler varken sende, ne sisli hayallerle kaldın karanlıkta
neydi bu sükunet, neydi bu kimsesiz bekleyiş
yoksa sende yeniden dirilişin keyfini mi sürmek istedin
yoksa insanın ruhuna dokunan sesini emanetin,
adını Mehmet bildiğim ve kendine Refik seçtiğin üstadın ellerinde
kaya gibi dimdik durmak mıydı…
hoş bu emaneti ellerimizle verdik Ortaçağda Avrupa’ya
çıksa çıksa ondan çıkan keman kadar olurdu
viyola olurdu, viyolonsel olurdu.
arp olurdu ama bence bu ses için garp da harp olurdu.
bir duydum seni işledi içime o tok sesin
bir duydum atalarım canlandı fonemlerinde
kulaklarım ’dur’ dedi çağın bana anlatmaya çalıştığı müziğine
’bekle’ dedi sen daha hiçbir şey bilmiyorsun
ruha öyle girilmez, böyle dokunulur bilmiyor musun
ruha öyle yaklaşılmaz böyle varılır
06 Kasım 2005 Alanya
Silvan GÜNEŞ
Not: Rebabi Mehmet Refik Kaya’ya atfen
5.0
100% (1)