31
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
2008
Okunma

I.
Kocayanlar; ilklere de, sonlara da tanıktır
ne ağam, ne paşamdır hecesi,
toprak koktukça nefesi.
Gündüz gecedir artık
ve gece yıldızlanır, gönül bağlarında.
Ve şimdiki zaman, gece olduğu için
ve dünya, karanlığını çökerttiğinden
daha sıkkın,
daha küçük kalıveriyor içim.
II.
vakitler, topraklanıyor yürekte
sıla kokulu yerden, aşkın rüzgârı estikçe
sessizlikler çöküyor
kaypak bakışlar, geçtikçe hatıralardan
tebessümler, dudak üstü
içimde çalkalanıyordu, bir bir kahırlar
kainatı kaplıyor, tüm cüssesiyle zebani
Düşte gör, dostunu
ve Hınzırlıklar sararken, yürek çekiyor iflası
ruha sinen afyonlar, zalimlerin el kiri
kuzeyi, doğusu, güney ve batısı sarılmışlar çamurlara
ve ağlarlar bir
bir
sokarlar cehennem var’ı yakmaları.
III.
aktıkça ruhumuza, bir zifir gibi
şaşkın bakışlarımızın altında, kalan hayallere
kendi öz mecrası mı kalır, taşkında
coştukça
belkiler kovalar durur, heyhat tutuşur hakikatlere
belkiler büyürler, sığ dağların arasında
akar darboğazlara, seğirten bir boğa gibi
yalanlar yılanlara dolanır, her acısıyla
yediveren güllerinde, dinmez ki gözyaşı
durmadan akar.
Ve kocaman açılır, fal taşı bakışlar
kıp kırmızı
ve sisli
ve saplanır hainlik, bir kanlı hançer misali.
IV.
haşlanan duygularımız, lime lime
Ve bu sondur
kim bilir; daha neler gelecek, başımıza
kan deryasına, dönerek
bir bir trenlerden, yükselecek ağıtlar
kirlenecek köylümün baharı
şehirlerinin, diz boyu rezilliklerinin eliyle
hazan düştükçe, gönüllerin has pınarına
söneceksin
Düşün de dur artık
kaynakları ve yolları düşman elinde, kalınca tüm şehirlerin
V.
Kim bilir ki; onların ne kadar, tehlikeli olduğunu
ne kadar da, zalimler
birçoğunun ne olduğunu, bile bilmeden
gide duruyor değerler
yalnızlıklar sarar; boynu büküklüğü, hüzünler dans ederken
ırgatlık yakışır mı, kendi öz yurdunda?
geçer bir marşandiz gibi, tüm hızıyla üstünden
ıssız dağlarda bir
bir
cılız ateşler yanıyorken…
(14.06.2012) AZAP...
5.0
100% (35)