0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1355
Okunma
Çiçeksiz bahçelerde ellerinde çocukların
Bir tutam kuru gül yaprığı.
Lânetliyor Bosna’da, Bihaç’ta, Zenica’da
Titreyen dudaklarıyla bu çağı!
Açıyor bütün bebekler gözlerini top sesleriyle;
Ve kan görüyor; görmeden yeşili, maviyi...
Güle hasret, ezâna hasret, cemaâte hasret, bekliyor
Gazi Hüsrev Bey Câmii!
Hasret, Mostar Köprüsü, suların duruluğuna;
Yıldızlarla oynaşan hilâle hasret Neretva Nehri!
Ve, Fâtih Sultan Mehmed Han soluğuna...
Hasret, Bosna-Hersek’in her yeri!
Dokunurken zamana nakış nakış hâtıralar;
gönüller bir diriliş için çırpınmakta.
Ve, gülücüğe hasret simâlar
Gözlüyor uzanacak bir eli, ırakta!
Dağ, tepe, bütün ova yanarken cayır cayır;
Kıpkızıl akarken sular ve kururken gözpınarları;
Vatandan, bayraktan, îmândan geçmek mi? Hayır!
Vahşet ordusu kazarken toplu mezarları!..
Ve yandı yürek; ve yandı toprak; ve yandı su!..
Ve yürek dayandı; ve toprak dayandı; ve dayandı su!...
Beklediler her dem şafaksız sabahları.
Sarsarak gökleri çığlıkları, hıçkırıkları;
Ufuklarında hep o zafer muştusu!..
Bosna-Hersek’te, nice müb3arek zamanlarda,
Nice şanlı yiğitler kuşattı çağları.
Ne baş eğdiler birine, ne de diz çöktüler;
Önlerine rahle yaptılar en amansız dağları!
Sır oldu maviliklerde, yüzlercesi, binlercesi...
Allahüekberlerle dolup taştılar.
Onlar ki, bu dünyada bsir garip yolcu;
Ötelerde meleklerle arkadaştılar!
M. Halistin KUKUL