5
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1242
Okunma

Ve şair gelir,
Bakışlarında biriken hasreti silkeleyerek
Ben hüzünlere ayaküstü uğramıştım
Antik bir kentin dudağına bıraktığım
Kırmızı şiirler gibi gülümse
Bu sabah gözlerimin içinden
Beyaz kanatlı güvercinler geçiyor
Bütün pencerelerini açtım yüreğimin
Aşkın bize uymayan şablonu yoktu oysa ki
Gri bulutlardan yola çıkmış,
Ayyaş yağmurlar gibi öpüş gökkuşağının her rengiyle
Sabırla ıslanmayı bekleyen saçlarıma sokul asya
Bizi kavgalı bilen en son yarasa sürüsüydü
Galiz küfürler ettiğim
Öfkemin şehvetli tarafından utanırken
Pembeleşen yanağın için affet
Bahar geldi,
Ve koynuna sokularak fısıldadım,
Bildiğim bütün duaları
Her amin hatrına sıvazla günahlarımı
Kokuna ramak kalmışken,
Düşersem tut beni
Kundaklı sevdaların sıcaklığında uyut beni
Basireti bağlanmış,
Donuk suratlı kaç yıldıza dokundun sen asyam ?
Kısılmış gözlerimi kamaştıran masalsı ay ışığında,
Ateş karıştırırken düşersin aklıma
Bir tabakalık tütün kokusu kahve çiçeklerinde
Aşk müeccel hale gelir
Ardından şair gelir,
Bakışlarında biriken hasreti silkeleyerek
Hiç unutmadım ki,
Biraz mutluluk borcum kalmıştı sana
--- aras -----
5.0
100% (7)