2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1604
Okunma
"Gökay Engin Karaçaltı’ya"
Sen evimize geldiğin zaman akşamları
Açılan kapılardan mor zambaklar dökülürdü
Yorgunluk kokusu sıcaklığında gözlerinin
Uzak nehir kıyıları öyküleriydin
Mendilinde kurumayı unutmuş
Yağmur damlalarının ıslaklığı dururdu
Sen evimize geldiğin zaman akşamları
Şehirleri getirirdin uzaklığında gözlerinin
Çeşmeler olurdu ceketinin bir ucundan akan
Su sesleri derin vadilerden yankılanırdı
Top oynayan kavgacı çocuklar olurdu
Saçlarına gül takan komşu kızları
Sen evimize geldiğin zaman akşamları
Uzakları getirindin duraklarında ıslak mendiller
Trenlerde yolcu gibiydin vagonlarda el sallayan
Küçük istasyonların bekleme salonları
Kapıları lale işlemeli evlerdin hep açık kalan
Kaç zamanlı saatlerin tik tak seslerinde
Sen evimize geldiğin zaman akşamları
Gözlerinde ki solmayan bahçelerdi getirdiğin
Boş kalan salıncaklar sallanırdı hâlâ…
Sen evimize geldiğin zaman akşamları
Neşet KARAÇALTI
Samsun 14 Aralık 2011
5.0
100% (1)