her şey bir avuç kan için
senin bu ölmelerin
yaka silkmelerin tenhalardan
köhne anılardan uyanmaların
bir bakışın durgunca; küçük su otlarına


sis çiçekleri açar minarelerin arasından
soyunup dökünmeler olur
sokak başlarında
bir kadının ayak izleri damlar mazgallardan
ne kadar çocuk sesi varsa
toza toprağa karışır
gürültüsüz bahar ikindileri uzar söğüdün dallarında
haddini bilir çarşamba
deniz adım adım yorulur
tüm renkler sana kavuşur
her şey bir avuç kan için


her şey bir avuç kan için
şu zamansız mayıs yağmurları
senden bağımsız tüm şiirler
yolunu hiç bulamadığımız katedral
geceleyin çıkan bağırış çağırış
altında oluk oluk ölüm biriken kelimeler
bir yosma fener; ışığında güldüğümüz


şimdi şöylelemesine yürüyecek asılsız dedikodular
kapı gıcırtısına uyanacak tüm sesler
allah’ı arayan çocuklar peydah olacak
merdiven önlerinde
kim kime nerede bakarsa
o orada olacak
adım kalacak yalnızlığın
gökdelenleri altında
sen parça parça olacaksın
her şey bizim kalacak kuytularda
her şey bir avuç kan için