2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
985
Okunma
uzaklardaydık
ve bilmiyorduk bulut tanrısının adını
bir hışım ki
yakalandık
kendi kellesi önünde herkesin
şah damarımızdan gelenle elimizi yüzümüzü yıkadık
dualandık
gavatlar geçiyordu önümüzden dizi dizi
kendi yosmalarında zincirleri
maviydi kan
gördüm
kendi kanımız kendimizde gizli
en önde gideninnin elinde takvim
yiyordu yapraklarını teker teker doymazcasına
isa öncesiydi galiba
gözleri kör bir adam
su döküyordu çarmıh’ın ağaçlarına
elleri arkadan bağlı adam yavruları
çığlığa boğdular ulu mekânı
serinlik çöktü havaya
yemek zamanı
yaktılar kazan altlarına takvimleden arta kalanı
uçsuz bucaksız bir duvar, dibi aydınlık alacası
menzil
taktılar kafalarımızı yerine
gözlerim bende değil
sen
ne gördünse bana söyle
ben sana
pamuktan tabutlar getiriyorlar önce
gözlerim ellerimde
gördün mü beni
kasım
5.0
100% (5)