yol boyunca düşündüm iki kere iki dört ediyor da neden hiç şans getirmiyor...
Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İki kere iki dört eder mi acaba? Bu ikilerin içinde kimbilir kaç üçler, beşler, vardır. Dört yapraklı yoncayı yıllarca arayıp durduk,, nasılmı bulduk, bir yaprak üçüncü yapraktan ayrılarak dördüncü yaprağı oluşturmuştu. Bu yaprağı kendimiz oluşturmaya çalışacağız, yoksa tesadüflerde kalır dördüncü yaprak. Bunun şiirini yazmalıyım, Harikasın Esma insanı düşündürüyorsun,
Ben de köylere düğünler nedeniyle gittim. O açık manzarayı tepeleri, ağaçları, şırıl şırıl tepelerden inen suları, doğa çok güzel. Yalnız hahvan ahırları evlerin yanındaydı ve haliyle kokuyordu. Geçen hafta kız kardeşimin kızı bir türkmen köyüne gitmiş arkadaşına, evleini beğenmemiş, tabii ahır yanındaymış ve kokuyormuş. Arkadaşının annesi işten, güçten bizimkinin annesi gibi ağırlamamış onları. Bizimki gelince, annee! Bir daha gider miyi demiş. Arkadaşı küçük kardeşine bakıyormuş, jülide'yi uğurlamaya bile gelememiş, bizim kız el bebek, gül bebek, böyle şeylere gelemez..
Bizim buralar köylükten çıkmasaydı, gel misafirim ol gör derdim. Ne yazık ki Ankara'ya bağlandı burası ve kentlşiyor hızla. Yakın köyleri bile mahalle yaptılar. Çubuk'un köy halini ben de çok özlüyorum. Eskiden inekler,tavuklarar, bahçe her şey vardı. İnekleri çayıra götürürdük, orada bütün Çubuk'luların ineklerini güden çoban vardı. Neyse uzun hikâye..
ben de o günleri özlüyorum..
Bir de uzak dağ köyümüz var, Yağlıca, ben gitmedim hiç. Annem ve küçük kardeşim gitti. Annem hiç beğenmemiş.. Kardeşim o zaman orta okula gidiyordu, türkçe dersinde köye yaptığı eziyi anlatmış, herkes denize gittik falan derken, öğretmen çok beğenmiş.
Neyse ne gevezeymişim ,kesiyorum, sevgiler.. Köye gitmek ihtimalim olursa seni çağırırım..
Ben de köylere düğünler nedeniyle gittim. O açık manzarayı tepeleri, ağaçları, şırıl şırıl tepelerden inen suları, doğa çok güzel. Yalnız hahvan ahırları evlerin yanındaydı ve haliyle kokuyordu. Geçen hafta kız kardeşimin kızı bir türkmen köyüne gitmiş arkadaşına, evleini beğenmemiş, tabii ahır yanındaymış ve kokuyormuş. Arkadaşının annesi işten, güçten bizimkinin annesi gibi ağırlamamış onları. Bizimki gelince, annee! Bir daha gider miyi demiş. Arkadaşı küçük kardeşine bakıyormuş, jülide'yi uğurlamaya bile gelememiş, bizim kız el bebek, gül bebek, böyle şeylere gelemez..
Bizim buralar köylükten çıkmasaydı, gel misafirim ol gör derdim. Ne yazık ki Ankara'ya bağlandı burası ve kentlşiyor hızla. Yakın köyleri bile mahalle yaptılar. Çubuk'un köy halini ben de çok özlüyorum. Eskiden inekler,tavuklarar, bahçe her şey vardı. İnekleri çayıra götürürdük, orada bütün Çubuk'luların ineklerini güden çoban vardı. Neyse uzun hikâye..
ben de o günleri özlüyorum..
Bir de uzak dağ köyümüz var, Yağlıca, ben gitmedim hiç. Annem ve küçük kardeşim gitti. Annem hiç beğenmemiş.. Kardeşim o zaman orta okula gidiyordu, türkçe dersinde köye yaptığı eziyi anlatmış, herkes denize gittik falan derken, öğretmen çok beğenmiş.
Neyse ne gevezeymişim ,kesiyorum, sevgiler.. Köye gitmek ihtimalim olursa seni çağırırım..
Bu gördüğünüz yoncanın farklı bir türü. Gördüğünüz türde bolca miktarda 4 yaprak bulunur. Asıl doğada olan farklı bir tür daha var onda 4 yaparaklısını bulmak çok çok zor; onmilyonda bir belki...Ben tüm hayatım boyunca 2 kez buldum: Evimin duarında asılı duruyor. Eşyanın kıymeti nedretten, insanın kıymeti faziletten ileri gelir. 10 Milyonda bir koparabilmek zarar mı dersiniz?
Resimde bile kopmuş olanı var. Ben koyun kesmem ama kesik koyun başını konu mankeni olarak kullanırım demek gibi bir şey. Bir de yoncalara sormalı; bakalım onlar insanlarla karşılaşmayı şans olarak değerlendiriyorlar mı? (Bu arada sordum, I-ıh! dediler).
Bu gördüğünüz yoncanın farklı bir türü. Gördüğünüz türde bolca miktarda 4 yaprak bulunur. Asıl doğada olan farklı bir tür daha var onda 4 yaparaklısını bulmak çok çok zor; onmilyonda bir belki...Ben tüm hayatım boyunca 2 kez buldum: Evimin duarında asılı duruyor. Eşyanın kıymeti nedretten, insanın kıymeti faziletten ileri gelir. 10 Milyonda bir koparabilmek zarar mı dersiniz?
Resimde bile kopmuş olanı var. Ben koyun kesmem ama kesik koyun başını konu mankeni olarak kullanırım demek gibi bir şey. Bir de yoncalara sormalı; bakalım onlar insanlarla karşılaşmayı şans olarak değerlendiriyorlar mı? (Bu arada sordum, I-ıh! dediler).
hiç bir şey sonsuz değildir sevgili yazarım şansızlıkta sonsuz değildir.... değildir inanın buna yürekten bakın nasıl dönecek herşey gönlünüze göre...Sevgiyle.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.