43
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
3764
Okunma


Kasırgaya eş olur yüreğimdeki hüzün,
Kaçıp kurtulsam derim geçit vermez kaf dağı.
Kapkaranlık lahitte, farkı nedir gündüzün,
Doğduğum günden beri sarar cefa kundağı.
Bir tutkunun peşinde, Züleyha’yım bu gece,
Kirpiklerim mızrabım, çalarken gâm sazını.
Yere düşen her parçam, ağlıyor hece hece,
Bari bir duyan olsa sinemin avazını.
Sitem yüklü gönlümde, dudaklarım sır saklar,
Felek aman vermiyor, lahzâ huzur bulayım.
Gecenin kasaveti sabaha dek kor saklar,
Tamamen eritmez ki bu dertten kurtulayım.
Çilenin gergefinde, renkten renge boyandım,
Vuslata eremeyen, ümitsiz pervaneyim.
Hummalı uykulardan, korkularla uyandım,
Şu yalancı dünyada, kimsesiz viraneyim.
Yetimliğin yorduğu, bağrımda lavlı sızı,
Ne anam var ne babam, tutunacak dalım yok.
Devâ yarama kızgın asla geçmiyor nazı,
Ceset askıda kaldı taşınacak salım yok.
Âsûde ümitlerle harabe ruh ve zihin,
Sözün bittiği yerde, kalem elden düşüyor.
Akıl sustu kalp durdu duygular kaldı rehin,
Hayatı zindan eden mezarımı eşiyor..
Âsûde - Fatma Pınarbaşı
Lahit = Duvarları taş veya tuğladan, üstü taş bir kapakla örtülü mezar
Naçizane eseri güne taşıyan seçici kurula teşekkür ederim...Selam ve saygılar
5.0
100% (39)