2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
900
Okunma
Büyük düşüncelerle sebeplere sarıldım;
Kelebek benekleri hep Seni sundu bana.
İz sürdüm sonsuzluğun dapdar kıvrımlarında;
Her yerde o ilâhî mesaj okundu bana;
Bülbül ötüşlerinde her an Seni aradım!
İnim inim inledim bir bebek gülüşünde;
Musalla taşlarına damladı gözyaşlarım.
Bu muazzam semâda her kuş süzülüşünde,
Ben ki, bebekle , kuşla bir, hayata başlarım;
Renk renk gökkuşağında adın okundu bana;
Güneş doğuşlarında, güneş batışlarında,
Her an Seni aradım, her an Seni aradım!
Bir çiy berraklığıyla, yavru bekleyişiyle;
Mahzûn bir vaziyette, iki büklüm secdede;
Mukaddes bir haz ile herkes kendi eşiyle;
Ve; duâda kâinat sanki ihtiyar dede,
Susamış dudağıyla öyle dokundu bana.
Çöl ortasında yalnız, her an Seni aradım!
Karınca yuvasında bekledim gündoğumu;
Bir kuşun gagasının maharetine daldım.
Ummânların dibinde bildim ne olduğumu;
Mağmanın ortasında buz gibi donakaldım!
Muhabbet iklîminde kalbim öyle muzdarip;
Her şey garip, ben garip; ben garip, her şey garip!
Dökerek ortalığa tüm varımı yoğumu;
Melekler kâinatı bir daha budu bana.
Bir yaydan fırlatılmış bir ok misâli benlik;
Yaralı bir kuş gibi boynum önümde eğik;
Fakat uçmağa hazır, her an Seni aradım!
M.Hâlistin KUKUL
5.0
100% (3)