10
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
1957
Okunma

İstanbul İstanbul olalı;
şimdi bunu dinlerken tek tek ışıklarını kapatmalı İstanbul’un
titrek bir kaç mum ışığı olmalı
ve demli bir çay belki tek olmak şartıyla bir de sigara.
yummalı gözleri
bir Üsküdar çekmeli ciğerlere,
bir Samatya
bir Dolmabahçe,
ve Kanlıca
hafif bir rüzgâr olmalı taze ağaç kokuları
bir de ay ışığı
ve yağmış yıldızlar parlamalı yerlerde
şiir değil gözlerini gözlerime yazmalıyım,
ellerini avuçlarıma,
alnını dudağıma,
gözyaşlarımla özlemimi yıkamalıyım
ellerim kanayana kadar seni yazmalıyım
öyle çok yazmalıyım ki
bitap düştüğümde
senin yanımda olduğunu sanacak kadar yorgun düşmeliyim
terketme düşüncelerimi sevdiğim onun sana ihtiyacı var
bir çocuk gibi kimi düşünür kollar
ve onu seni düşünmekten daha hangi güzel neden oyalar
sen kokar bu şehir her gece sen bilmezsin
vanilya ve oğulotu
söndürdüm ışıkları bu gece sadece ikimiz varız.
ama susarak sabahlayacağız.
sana gözlerimle dokunacağım,
sana özlemimle sarılacağım ve sana bu gece
inadına / inadıma
bir kez daha aşık olacağım
sonra düğümleneceğiz boğaza
gömleğinin yakasında çözüleceğim uykusuz uykularıma
İlikleneceğim sana kırık bir düğme gibi
hiç kopmayacağım bu kez senden
istersen gidebilirsin gün ışığıyla
fakat bu gece kal,
sana bu gece her zamankinden çok ihtiyacım var
ben sensiz bir şehirden kocaman bir ülke yarattım
sınırlarını çizemediğim;
ve adının alfabesini eş tuttum İstanbul’a...
de_soulmate
00/00/0000
fotoğraf; Seçil Nimet