1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
732
Okunma
anne..
hayatı toz pembe gösterdin bana
oysa ne haline şükredip
her şeye sevindi herkes pollyanna gibi
ne yalancıların burnu uzadı pinokyo gibi
nede bunca yıl uyuyan,bakımsız bir prenses
uyandırıldı uykusundan
yakışıklı bir prens tarafından
ah anne..
insanlar acımasız!
bulduklarını değil umduklarını istiyorlar pollyanna’nın aksine,
yalan söylemeyi devamlı fiil haline getiriyorlar pinokyo’nun aksine,
dış güzelliği seçiyorlar uyuyan güzelin aksine
ve hiç bir yedi cüce evine almıyor yardıma muhtaç prensesi.
’’açıl susam açıl’’ dediğinde açılmıyor mutluluk kapısı.
kırk haramiler çalıyor bizden mutluluğu
ve hiç bir masal mutlu sonla bitmiyor,
çocukluğumdaki masalların aksine.
oysa hep iyiler kazanırdı.
zaferi bekliyorum,umarım trafik yoğun değildir..
anne!
’’bir varmış, bir yokmuş...’’ derken
giden sevgiliden mi bahsediyordun?
’’evvel zaman içinde kalbur saman içinde...’’ derken
evvel zamanlardaydı iki gönül bir olunca
samanlığın seyran olması mı demek istiyordun?
ah anne..
beşiğim nerde?
artık ayakta uyutuluyorum!
konuşmamı engellemek için emziği kullanıyorlar,
ninni yerine yalan söylüyorlar;
ama burunları değil cehaletleri uzuyor!
dünya küçük anne..
elbet karşılaşırım bende
masallardaki gibi iyi niyetlilerle
ve utanmadan sorarım
masallar hep mutlu sonla biter,
peki ya sonra?
unut anne..
bildiğin her şeyi unut.
bu kez masallar bizi okusun.
dış güzelliğin estetiğe uğramış sevgiler kadar
sahte olduğunu anlasın pamuk prensesin annesi
ve bu kez aynadan medet ummasın,
yada
’’ayna ayna söyle bana, var mı bu dünyada benden iyisi?’’
desin...
5.0
100% (1)