1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1135
Okunma
Hiç olur mu suyun ışığa yansıması
Gördüm ben bu akışkan sessizliği
Gördüm, yakın bir geçmişe dokunurcasına sahipsiz..
Tanışmadan adımlarımla yürüdüm ilk yazlar boyu
Öyle çok öyle sıradan öylesine dalgın
Sorulur mu hiç ışığa suyun yalvaçlığı
Unutun, unutmayı, unutulmayı unutun
Bırakın posta güvercinleri mektupsuz havalansın mayısta;
Bir kenti yağmurla başbaşa bırakın
Bir caddeyi bırakın caddeliğine. kendi haline bir sokağı
Kapısı çalınmasın örneğin şükür evlerinin
ve yangına verin bir yangını..
Gül kokar mı istasyonda verilen çiçekler,
Duydunuz mu siz hiç dönmeye gidiyorum diyen yolcuyu ?
Bütün trenlerin iki ucu önyüzüdür
Kaldım ben tek laf etmeden öyküler boyu
Anlatmayın beklemeyi
Bilenmeyin, o, kör bıçağın işi..
Her kenti güneşli günde terk demek;
İnsanın kendi kavgası..
Hiç olur mu suyun güngeceye nazlanması ?..
5.0
100% (3)