20
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1802
Okunma

Kimi hayat hikayeleri vardır ki, dinlediğinizde -birinci ağızdan- yaşanmış acıları ta yüreğinizde hissedersiniz.
Benim dinlediğim hayat hikayesi de işte böylesine acı bıraktı yüreğime ve döküldü dizelere içimi sızlata sızlata...
Ah, hayat!
..................................
Yusuf tutan Efsanesi.
Hz. Yusufu kardesleri kıskandığı için babalarından izin isteyip onunla ava çıkacaklarını söylerler. Hz. Yakup ise oğullarının küçük oglu Yusufu kıskandıklarınn farkındadır. Bu yüzden kaygısını dile getirir ve ogullanna korkarım Yusufu kurt kapar? der. Kardesleri ise hemen itiraz eder ve o bizim kardeşimiz onu biz koruruz, derler. Yusufu yanlarına alarak ava çıkarlar. Kardeşlerin amacı Yusufu öldurmektir. şehirden uzaklaşıp bir dağ başına geldiklerinde Yusufu nasil öldüreceklerini tartışırlar. Bunun uzerine en küçük kardeşleri 0 bizim kardeşimiz. Onu öldürmeyelim. Bir kuyuya atalım. ğömlegini de bir hayvan kanıyla kirletip onu kurt kaptığı söyleyelim demiş. Hepsi bu fikri benimsemiş. Yusufun gömleğini çıkarıp avladıkları bir kuşu kamayla kana bulandırmışlar. Yusufu da kör bir kuyuya atmışlar.
Yusuf kuyuda iken sesini sedasını duyacak kimse yokmuş. Bu sırada bir kus gelip kuyunun başına konmuş ve «Yusuf’umu tutun anlamında «Yusufumu tu tu tu Yusufumu tu tu tu» diye ötüyormuş. Yusuf kaç gün bu kuyuda kalmış ise o kadar gün hep başucunda bu kuş ötüyormuş. Bir zamansonra oradan bir kervan geçmiş. Kuşun bir kör kuyu başında «Yusufumu tu tu tu» diye öttüğünü görünce gelip kuyuya bakmışlar. içinde bir çocuk. Ve Yusuf’u kuyudan çıkarıp Mısırda köle olarak satmışlar.
Urfa’daki yaygın inanca göre, işte bu kuş kumru kuşudur. Halk arasında ona Yusufututan kuşu derler. Avlamazlar ve etini yemezler. Onu öldürmeyi çok büyük günah sayarlar.
(alıntı)
“Fincanın Etrafı Yeşil” türküsünü mü dinlesem şimdi, ne etsem?
Elimde kahve fincanı varken ve fincanın içinde kaderim
Fal tutsam mı tutmasam mı bilemedim, acıyken kahve telvesi
Anneme mi seslensem “gel falıma bak!” diye ve fakat gelir mi ki
Onca yolu teperek ve bata çıka kara topraklara
Hani bir gelse, kapansam dizlerine ve ağlasam
“Çok yorgunum annem!” desem mesela
Gerek kalır mıydı fal bakmalara?
Garip bir sessizlik, garip bir an ve bir garip hâllerde olan ben
Ve şimdi el kadar bebeğim, kulağımda tahta beşik gıcırtısı
Annem ninniler söylüyor, kendi dilinde, anlamıyorum ama hoş geliyor tınısı
Sonra bir nakaratlık ara veriyor ve babamdan söz ediyor içli içli
Annem ağlıyor!
Ağlama diyemiyorum, dilim dönmüyor ama basıyorum çığlığı
Viyak viyak!
Babam nerede?
Ne zaman uzaklara dalsa gözlerim, özlemim artar bir çift turnaya
Koşa koşa gelir gözlerimden öpmeye içimdeki tüm sızılar, annem gibi
Gözlerim ki göçmen kuşlar sığınağı ve Yusufututan kuşlarının
Bir de o küçük kız çocuğu ki halen sesi kulaklarımda
“Anne!
Nereye gidiyor bu kuşlar?”
Göçmen kuşlar geçtiğinden beri damımızın üstünden ve bir de
Bir Yusufututan kuşunun
“Yusuf’u tutun! Yusuf’u tutun!” diyemeden daha
Gövdesinden ayrılan başını okşadığımızdan beri, kanlı kanlı
İçim dışım sızı ve içim dışım
Yusufututan mezarlığı…
Bir çift turna gelse şimdi, bir çift turna!
Şöyle gökten süzüle süzüle, nefes nefese
Kanatlarının birinde yaşanmışlıklarımın iyi yanı
Diğerinde yaşanmamışlığa dair özlemlerin karşılığı
Gagalarında sevgi
Anadolu tadında
Türkü türkü…
Anamdan bir ses gelse mesela dallı güllü pazen entarisi güzelliğinde
Al yazmalar gelse, sarsa bir an da dört bir yanımı gelincik bahçeleri
Ya da o küçük kız çocuğunun yeşil lastik çizmelerinin kokusu gelse
Vursa yüreğime “Anne!” diye diye; yüreğim lastik kokusunda ölse
Ama ille de gelse…
Yemin billâh! Kalmaz bir gram yorgunluğum
Ne garip sessizlik
Ne garip an
Ne garip hâllerde ben…
Hayır!
Hayır!
Hayırrr!
Bu kadarla mümkün değil yorgunluğumun geçmesi
Yalan söyledim…
Daha kara gözlerine kurban olduğum var
Damarındaki kanına aklımı taktığım
Ve çekip silahı vurasım var
“Yazımı Kışa Çevirdin” diye diye
Damarındaki kanı!
Şimdi,
“Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme” diyesim var
Baharı özlemişliğim
Üşümüşlüğüm
Kış ortası, duldasız kalmış kuşlar misali
Ölesim var ve avazım çıktığı kadar bağırasım!
“Değme Felek!”
S.Ün-30.03.2012
5.0
100% (17)