29
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1206
Okunma
ışığı nasıl yayarsın odalara
dik çıkılan merdivenler tırmanıp
kalkarak dik bakışların farından
bir türlü tutuşamayan nârınla
bir sufle almadan
baştan başlayarak oyuna
rollerin önceden hazır
kendi terazilerinde ölçümün
sorgusuz dizayn ederler
ellerinde karılır hamurun
azalır,çoğalır sesler
gereksiz uzun sözler
vardırmaz yerine sözü
bir sükût tamamlar yalnız
eksilen taşın yerini
yine de konuş susma
alıp götürülür geleceğin
altın tepside sunulur gibi
konuk olur evsahibi
arsız hırsızın yanında
kaçırılır dilin
hamdın
piştin acılarla
katlanarak günlerin
don yüzlü
kışlarında
hep kader deyip çıkardılar fırından
paramparça edilmiş ekmeğini
usul usul götürüldü önünden
çocukların,geleceğin,düşlerin
yandılar,öldüler
zehirlendiler
talan ederken hırsızlar
elleri,beyinleri,güçleri
sustular
altlarından kaydırıldı toprak da su da
ağamlara kaldı hak aramak
sokaklardan sürülürken halk
çöl gözlü adamlarca
kapatıldın odalara
sürgün tutsakevlerine
çıt çıkarmak bir yıl eder
çıt yok
kadere endeksli sokaklarda
terse dönsün adımların
30. 3. 2012 / Nazik Gülünay