1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
976
Okunma

ölmek bu olsa gerek renkleri kaybetmek
sevdayı derdest edip içinden çıkarıp sürgün etmek
çıkmaz bir dik yokuşa tırmanmak yahutta gemileri yakmak...
usul usul pervasız düşleri toplamak
uçurum kenarında bir tutam papatyaya uzanmak
parmak uçlarından dökülen acıyla sadece uzanıpta dokunamamak...
zümrüdü ankanın kanadını kırıp
kafdağının arka yüzüne gömüp masala son vermek...
bir tuhaf sancı
yüreğinin saçağından kayıp usulca düşmek
son bir ümitle ellerini uzatıpta hiç bir şeye tutunamamak...
ellerini açıyorsun semaya
avuçların açılmıyor avuçların yok
dilinde duaların, aminlerin çalınmış aminlerin yok...
kimbilir belkide bu ölmek demek
kendini var saydığın yürekte arayıpta seni bulamamak...
göksuyu akarken gökyüzünü kırlangıçları uçarken yok saymak
balıkları, göksuyu yalayan yakamozları bir de kırlangıçları öldürmek...
evet tuhaf bir sancı artığı sızı
kağıt kesiği gibi canın yanıyor hissediyorsun tarif edemiyorsun...
baltıktan göçmüş yüklü bulutlar gibi
varıp balıkcı kasabasının dik yamaçlı dağlarına yağıyorsun
ıslaksın, iliklerine kadar ıslatıyorsun ve kuruyup kayboluyorsun...
sen geliyorsun aklıma ve gülüyorsun gülüyorum
sensizliğim düşüyor aklıma yarım kalıyor gülüşüm dudak kıyımda ve ben ölüyorum...
Hasan ODABAŞI
5.0
100% (3)