2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1325
Okunma

Erhan Çamurcu;
Mecit Hocam merhaba efendim. Ne anlattığını bilen, şiiri edebî bir metin bütünlüğü içerisinde kurabilen güçlü bir kaleminiz var.
Şiirin başlığından da bu kurguyu görebiliyoruz.
Şiirin tebessüm ettirecek bir biçimde bitmesi ise rastgele seçilmiş bir son olmaktan öte hesaplanmış bir final.
Şiirinizde dokunulacak bir yer görünmüyor. Şekil söyleyiş ahenk ve ritim itibariyle beğenerek okudum şiirinizi.
"İhlas yoksa kulun ahsen işinde" dizesinde ahsen sözcüğü yerini yadırgıyor gibi.
"Ne İsa’ya ne Musa’ya yaradım" dizesi oldukça güzel bir irsal-i mesel örneği olmuş.
"Takvim namert gün sayarken pek cömert" dizesini söz dizimi itibariyle gözden geçirmek nasıl olur acaba. Cömert ve namert sözcüklerinin kafiyesi okuyucuyu yoruyor gibi. Bu dizede virgülden önceki kısmı cömert sözcüğüyle tezat oluşturacak biçimde kurmak münkü müdür acaba.
Son dizede yani bağlacından kurtulmak iyi olacaktır. Candan tebrikler efendim. Büyük bir keyifle takip ediyorum şiirlerinizi. Nice güzel şiirinizde görüşmek ümidiyle saygılarımla.
Sahra Edis;
Merhabalar, Mecit Bey. Yazmış olduğunuzu güzel şiir için sizi tebrik ederim.
Şiiriniz hayli hacimli olmasına rağmen okuyucuyu yormadan kendini okutabiliyor. Yaptığınız telmihlerin, anlatımızın bunda etkisi büyük sanıyorum. Öte yandan şiirinizde bütün bir ömrün izlerini görmek mümkün. Beşeri aşktan ilahi aşka, sırtın yavaş yavaş bükülmesine adım adım yaklaşılıyor. Öyle bir yol ki zamanı geldiğinde karşımıza çıkması gereken karşımıza çıkıyor, ona rastlıyoruz galiba. Yüce Mevlam yolumuzu hayırlı kılsın.
’Sarı çiçek’e yaptığınız telmih pek hoş. Diğer telmihler içerisinde onu özellikle söylemek istedim.
Şiirin geneline yayılan yazım yanlışlarını düzeltmekte fayda var. Özellikle bağlaçların yazımlarına dikkat.
Yazacağınız nice şiirde daha buluşmayı temenni ediyorum. Sağıcakla kalın.
Şiirdiller AKADEMİSİ ve Şiirdiller LOBİ Atölyesi’nden.
Sureti hoş süslü handan geçerken
Hayır ve şer iki ize rastladım...
Özlü sözü su i zandan seçerken
Giz içinde nice gize rastladım.
Azim, ihlas yoksa kulun işinde
Sonu hazin hayalin de, düşün de...
Kastı kasvet kör talihin peşinde
Sarp yokuşa, dar dehlize rastladım.
Sanırdım ki mevsim hep yaz, nevbahar
Dediler ki yaprak döken hazan var
Düşlerimi alt-üst etti yağan kar
Zemheriye, hoyrat güze rastladım.
Nefsim için kolay bir av, şölendim
Son yarışta mağlup oldum, elendim
Bir köşede kırk yıl sevgi dilendim
Yüreklerde azdan aza rastladım.
Yalnızlık zor cihan bana dar dedim
Her Kerem’in bir Aslı’sı var dedim
Gönül verdim bir güzele, yâr dedim
Câna cefa bitmez naza rastladım.
Sevda yolu geçilmiyor zalimden
Sebep sordum bir bilenden, âlimden
Dedi "evlat, bak da anla hâlimden"
Derdi aynı bir âcize rastladım.
Güzergâhım yaklaşmadan yarıya
Hedef şaştı düştüm hayli geriye
Adres sordum bal ustası arıya
"Sarı çiçek", halis öze rastladım.
Madem çıktık Hakk yol üzre yarışa
Selametle ulaşmalı varış’a.
Kindar gördüm davet ettim barışa
Öfke ile bakan göze rastladım.
Ne İsa’ya ne Musa’ya yaradım
Bel büküldü diz isyanda, zor adım
Darda kaldım tutacak dal aradım
"Çürük" yazan çok îkaza rastladım.
Bitkin beden belli olur teninden
Emir gelir birgün ukbâ yönünden...
Geçer iken bir aynanın önünden
Gözü yaşlı bir enkaza rastladım.
Anılardan gam sıkıldı oduma
Hüzün doldu neşe veren uduma
"Amca" bile yakışmazken adıma
"Dede" diyen bir densize rastladım.
"Dede!" dedi, "kış yakındır, yaz sonu"
Muziplere benziyordu ses tonu
Kafasına indirirken bastonu
Hoş tebessüm, güler yüze rastladım.
Akıbeti haykırırken her mezar
Bu âlemde sultan olsan ne yazar...
Tezgâhları dolaşırken bu pazar
Kefen denen beyaz beze rastladım.
"Kum saatim" gün sayarken pek cömert
Vakt-i vuslat; esen rüzgâr hayli sert
Bir teselli arar iken onca dert
Dostlarıma; şükür, size rastladım.
Mecit Aktürk