20
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
1756
Okunma

her geldiğinde
okur okur gidersin beni üstünkörü
ne yüreğimden haberdar
ne hâlimden…
üstelik
duyarsızdır hep gitmelerin
ne zaman sırtını dönsen
Eyyûb sabrımla
kalırım bir başıma
yaram derin
yaram açık
tut desem…
ama onu da diyemiyorum ki sana!
acıyorken ellerimin nasırlı yanları
çaresizliğinden de dem vuramıyorum
çıplaklığından da üstelik
varsın olsun!
kalsın ellerim üryan, sensiz
yüreğim gibi
daha bir nasırlı
hem tutsan da, bir süre sonra
yıkamaya falan kalkarsın ellerini
paklanırsın aşk kirliliğimden
gidersin
ellerim gider gerisin geriye
koynumda, köze tutsak
bağlar kendini ateşin ipleriyle
kahrolurum!
uzun uzadıya
düşündükçe sımsıcak avuçlarının
benim olmadığını
avuçların ki
narin ellerin hizmetkârı…
“derdin kiminle? desem...
-ama demesem daha iyi sanki-
haşır neşir olurken sen
başkalarıyla
bir de ortaya
beni sevdiğine dair ağzından
zoraki cümleler döktürmeyeyim
dayamışım gibi
namluyu şakağına...
ve aşk, dağ gibi
hasretini
kederini
esaretini
yüklemişken omuzlarıma
gücüm yok
bir başka kederi yüklenmeye
düştükçe gözlerime
aynı karede
sen ve o...
git!
sen, özgürlüğüne kurban ol
ben, tutsaklığıma…
S.Ün -21.03.2012
5.0
100% (26)