0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
928
Okunma
Biliyor musun…
Bir bahar sabahını bekliyorum ölmek için
Daldan düşen bir yaprağın hüznünü yaşamak,
Ağustos böceğinin can verişini görmek istemiyorum…
Kara bulutların üzerimde dolaştığını bilmek
Gök gürültüsünü duymak istemiyorum giderken..
Bir bahar sabahını bekliyorum ölmek için
Pırıl pırıl bir havada ölmeliyim ki gülerek
Ardımda kalanlar üzülmesin…
Bir bahar sabahını bekliyorum ölmek için
Penceremden bakınca güneşi görmeliyim
Mevsim güzken ölmekten çok korkuyorum,
Yemyeşil bir dünyada ölmeliyim…
Biliyorum ölümden soğuktur eceli kışın
Ve bu benim elimde değil biliyorum
Ama ölmeden bir sıcacık bakışın
Anını yaşamalı ve ona gülmeliyim…
“Her bahar gelince hatırlaman için beni üzülerek
bir bahar günü öleceğim,
Gideceğim Nisan Yağmurları ile toprağa süzülerek…”
Şimdi,
Elimden tutup götürseler ne olur
Yine koşsak kırlarda
Elele yorulana dek;
Hani seninle fırsat buldukça
Buluştuğumuz o ağacın dibine gitsek…
Yüz sürsem oturduğun çimene
Hem ağlayıp hem koklasam ne olur
Seni yüreğimde ölene dek saklasam
Belki o zaman canın yanar da
Gözlerin mezarımı arar,
Arar ve bulur…
Biliyor musun…
Gidişim sana çok zor gelecek,
Derdini kimseye söylemeyecek
Hep içine atacaksın..
Bir bahar sabahı eller gülerken
Sen birtanem
YASIMI TUTACAKSIN…
İSMAİL ALDEMİR / 18 ŞUBAT 1996