44
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
2489
Okunma

Tut, öz demimi
ılık bir duygu parmak uçlarımdan geçiyor
yelpaze gibi
içim de soğuk bir rüzgârın, o kötü sesi
itiliyor
her tarafı da sarmış, nedir bu pis gürültüler
sokaklar da, evler de, her yerde beynimizi yalıyor
bir sıcacık, güzel bir söz ve gülüşe var mısın?
ya da, güzel bir bakışa
saygı ve sevgi tepsisine, sığmaz mı?
ne olur; yolumuza çıkmasa ya, böcekler?
iten itene, küfürse diz boyu
durun ben, ninemi ve o müşfik bakışlı-arıyla
dedemi de, çok özledim
kucakların da, bir fincan sütlü kahveyi
bir de, o küçücük seccadeyi
bir saniye de olsa bırakın, çözün prangalı beyinleri
gülsün, onların da yüzleri
içimden sevgiler sunan, şarkıların nağmeleri de şu anda geçti
neden ki, neden hiç durmadılar
açım ben, açım her şeye
boğazıma kadar, zıkkımlar içim de dolu
nice senelerdir de; uyumadım ki, yatağım hep ıslak
yastık, tuz kokuyor
gözlerim de, aç ve açıkta çıplak
her şeye muhtaç bıraktılar, kaşlar bile taşlar oldu
bizi bizlere de, düşman yaptılar
Fadime; gönül kapıma geldi ya da, gelecekti ya!
neden ki hala, gelmedi?
ne oldu ki gönüller, bunca çook... uzak?
sokuldu içlerimize, tüm haşmetiyle bir değersizlik
vefasızlık gönüllerin, pak deryalarını boğdu
hicranlardır, artık bizim dostlarımız
söndü gözlerde ki, o saf ışıltılar
kuru bir ekmek ve acı bir soğanın, huzuruna muhtaç bıraktılar...
(11.03.2012)AZAP...
5.0
100% (38)