26
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
2701
Okunma

Çizdik masumiyetini gecenin
titreyen bir mum ışığında
yürüdük soğuk yüzlü duvarında odamın
tutuklandık demir parmaklıklarda hazana
davetsizdi hüzün geldi oturdu cama
kaçak bir düş arıyorduk ruhumuzu talan edecek
harcadık dilimizde veresiye bir aşkı hesapsızca
sürgündük ıssızlığımıza
gözlerimize çığ düştü, dağlarımıza talan
neyin yarısıydı düşerken acıtıp geride kalan
evlatlılık verdik duygularımızı
masumiyeti bozmuştuk narin gül yaprağının altında
Nefesim sendin boşadım
sen/delerken gözyaşlarım omuzlarında
titresin istedim içindeki çocuk
depreşir falçata çiziği korkularım
onlardır yüzümdeki tek haziran yanım
sitem etme
sitem etme anla
alçak/laşacak denizin tuzlu suyu dolacak gözlerimize
acılara gömüldük gamzelerimizde
güldük çiğ düşer mi gözlere diye
çiğ da düşermiş
karda yağarmış saçlara
asıl şimdi anladık
ucu yakılmış mektuplar kadar sancılıyız artık
Yakar
yakar yatağımızdaki taze sıcaklığın dokundukça tenime
arkamda kalan sızı sızıntılarımızdan
şehvetine yenik düştü vahşi yanlarımız
yapışır ıslığı soğuk iklimlerin koynumuza
dolanır boynuma gözlerimdeki nafile mor halkalar
imitasyon intiharlar süslerken rüyalarımı
gel de sen durdur
durdur intihar yüklü sanrılarımı
Acıya harmanlanmış kadın yanım hüsranlı
döverken yaprak toprağı
bir erkeğin gözyaşına karışır naraları
birazda içki karışınca nefesine
hıçkırır bir anason kokusu kırılır nefesinde
delinir nefesi bir yosmanın boynumda
temkinsiz sessinde bir k/adın okşar teni
sıçrar uykusunda sanki kıyamet düşer bedenine
tıkanır söz yakalanır sözcüklerin cenderesine
kimsesizliği ses/sizliğine eşlik ederken
keskin çığlıktan arta kalan
konuk olurdu bir kan pıhtısı yüzünde
dudaklarında karanfil kesiği çığlıklar
sen düşlerime derin kesikler bırakansın
gitme
5.0
100% (27)