Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
HİKMETULLAH
HİKMETULLAH

NEVM-İ AŞK

Yorum

NEVM-İ AŞK

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1283

Okunma

NEVM-İ AŞK

NEVM-İ AŞK

NEVM-İ AŞK

Beddualar süpürüyordu lahzaları,
Uçurumlar farkında değildi ama
Hayat çoktan yüzünü göstermişti soyut bedenlere…
Anlamsız geliyordu yaşam.
Çekinilmez bir o kadar da bıkkınlık veriyordu.
Kimin ne olup olmadığı belli değildi aynaların arkasında…
Belki hep çerçeveli gözlüklerle bakıyorduk
Ondan mı göremiyorduk acaba…

Yine bir akşam vaatler veriyordu. Zaman bizlere,
Anlamıyorduk anlamamaya çalışıyorduk.
Yaş sınırı olmadan geçiyordu; uçun güvercinler…
Saçma cümleler yoğuruyordu insanları,
Sokaklar sakin ve ıssızdı.
Yapraklar son bahara hazırlanırdı.
Boynu bükük ve mağdur biçimdeydiler
Her halde onlarda sevmiyordu zamanı…

Yine bir akşam vakti vaatler okunuyordu sokak dillerinde,
Kimi berduş, kimi yoksul,
Kimi de; hayal kırıklığına alışmıştı.
Herkesin bir amacı vardı.
O da yaşam kaygısı,
Sigara dumanı boğuyordu solunum sistemlerini,
Dost saydığımız fakat dost olmayanlardı.
Yaşlandırıyordu ruhumuzu…
Gidiyorduk artık bu menfi Dünyada
Yaklaşmıştık Dünyaya ama neye…
Gözler masum ifade ile bakıyordu.
O da farkındaydı gördüğü bir hayatı bir daha görmeyeceğini…

Sadece susamıştı hayata bir nebzede olsa…
Nefes nefese kalıyordu yoruluyordu bedeni
O da yaşamak istemiyordu
Bütün cümleler banal geliyordu
Başka düşünceler kafasını kemirirdi
Artık ne olduğu belli bile değildi
Sicim sicim göz torbaları patlamıştı.
Belliydi o da zamanı sevmiyordu.

Kimi âlimlerdir zikri yaşamak gibi bilenler…
Kimi yazarlardır nefes darlığı çekenler…
……………………………………………..
Yaklaşmıştı artık onlar içinde ilimler,
Onlarda yaşamak istemiyordu

Bir umut doğardı insanların içinde,
Gök umutlu doğa mutluydu yaşamaya
Yine içlerinde bir kuşku doğardı
Kim bilir belki onlarda saniyelerden davacıydılar,
Bıkkınlık duygusu doğardı
Kimileri seferinde yolculuk yapar,
Kimileri de kaba görünüm vererek, yağmurla isyan ederlerdi.
Adeta Dünya gözyaşına boğulurdu
Onlarda yaşamak istemiyordu

Dünyası yıkılmış ufak çocuğun,
Zorunlu selpak satışıydı zaman,
Yıpranmış elleri ve gönlü…
Hayat ona tutunmuyor, o ise hayatı hiç bırakamıyordu.
Sevdalıydı olmayan anne ve babaya…
Yuva kuramamıştı başını okşayana…
Tatlı sözler söyleyen yoktu ona…
Yıpranmıştı ruhu zamana
O da yaşamak istemiyordu.

Bir aşkın ilk sözcüğüydü sevdiğinin gözleri
Yazıp çizmişti onu gönlüne,
Monoton hayattan ders çıkarmıyordu.
Çünkü:
Gözlerine mil çekilmişti bir kere.
Ha bire çiziyordu zamanı.
Geçirdiği günün bile farkında değildi.
Tatlı şiirlerle yaklaşıyordu gönlünün çemberine,
Uzaklarda yuvarlanıyordu ruhu
Ama farkında bile değildi ölümün sessizliğini

Onu zembil gibi bağlıyordu.
Sarılınca ruhu da sarılırdı.
Sonu belli olmayan sevdalıya…
İğreniyordu bazen duygularına
O da geçmişi özlemişti.
O da yaşamak istemiyordu.

Bir serçenin ölümüydü hayat.
Doğ, büyü, yaşa, eğlen ve öl var mıydı ötesi.
Şarabın son yudumunda başlayan dersler…
Yok değil mi?
Ağlıyordu serçe ama ağlayınca öleceğini biliyordu.
O da acılarına dayanamadan öldü.
Belliydi o da yaşamak istemiyordu.

Topraklar ezilmekten bıkmışlardı.
Gelen gide vururdu onları.
Vuranlar hiç düşünmezlerdi.
Ne de olsa toprak…
Ezilir ve parçacıklar haline gelir deyip geçerlerdi.
Karşılık vermek için rüzgârlardan faydalanılır.
Ama neye çare onlar ezilmişlerdi
Ezileni geri toplamak imkânsız değil mi?
Yağmurla ufalanırlar, yağmurla beraber ıslanıp ağlarlar.
Ama neye çare onlarda bir ölü onlarda yaşamak istemiyorlar.

Beş saniye de dünya yıkılır beş saniyede dünya kurulur.
Bomba yağmuru toplanır ülkeye…
Masum küçük, büyük dinlemeden ses bombası gelir bir gece vakti.
Tacize uğrar kardeşler
Dünya göz yumar olaya.
Biter ülke…
Sonra çıkarlar ortaya garipler sizdeniz diye.
Manda ve himaye yapılmadan sırtlasalardı.
Ülke yaşardı ilk beş saniyede.
Paramparça olmuştu çocuk bedeni.
Ne kalbimdeki feneri ne de gözümdeki bedeni…
Uçurumlar inliyordu ölüme.
Şehit düşerlerdi cihat yolundakiler ama her şey beş saniyede olurdu.
Ölüme maruz kalırlardı garipler.
Kanlı ekmekle doyurmaya çalışırlar kendilerini.
Ama ne fayda dünya boş bulmuş bir kere vicdan acısını.
Dünya razı olmuş ilk kadehe.
Nerden nereye geleni olmayanlar.
Vaatler verirler nefis sokaklarda.
Onlarda yaşamak istemiyordu loş ışıklar altında.

Hançerlenir beden ağrısı.
Nedensiz vicdan azabı çekerler,
Neden nedensiz ölümü devam ederler.
Kâbus mezarında yer alırlar.
Uçurumlar kurtuluş gelir onlara
Para onlara iman ve anne baba olmuş gibi
Beş dakikalık zevk için dünyayı satarlar.
İki uçurumu hesaplamazlar
Sert betona döndüklerinin farkında bile değiller
Çünkü onlarda bir gün ölecek

‘’Hayat iki uçurum arasına benzer.’’ Peki, ortadakilere ne olur?

hikmetullah yetkin

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Nevm-i aşk Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Nevm-i aşk şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
NEVM-İ AŞK şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL