2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1565
Okunma

Şu hayat bir gemi, zamansa ırmak;
Mevsimden, mevsime durmadan aktım.
Bir yanda gayretim menzile varmak,
Bir yanda hatırat!.. Maziye baktım…
Tahtadan kılıcım, kargıdan atım
Uzaklar yakındı, bayırlar düzdü.
Çamurlu ellerim, kirli suratım;
Karanlık geceler bize gündüzdü…
Bilyelerim!.. Tek hazinem onlardı
Gazoz kapaklarım, kibrit çöplerim.
Dur bakayım; bir de, tüh-tüh’üm vardı;
Çıtlık ile dolu idi ceplerim…
Saklambaç, koşturmaç, çelik-çomak’lar
Üst üste konurdu dokuz kiremit.
Bizimle coşardı bütün sokaklar;
Atilla!.. İsmail!.. Nerdesin Hamit?
Sazlıklar bizimdi, ormanlık bizim
Telden arabayla yarıştık demin.
Kırlardan toplardık böğürtlen, üzüm;
Kulağın çınlasın senin, ey Emin!..
Kızlar ip atlasın, beş-taş oynasın
Biz göğe salalım uçurtmamızı.
Onlar hiç durmasın kaydırak kaysın,
Seçelim içinden en güzel kızı…
Şimdi de sırada savaşçılık var;
- Anne!.. Nerde benim mantar tabancam?
Üstünde gezerken düştüğüm duvar
Ve de ayağımı kesiveren cam…
Fırlattım mı göğe değerdi okum
Sapanımsa, hızlı idi rüzgârdan.
- Kadiiir!.. Yemek hazır!.. - Anne ben tokum;
Oyun bitsin, geliyorum birazdan…
Seni unutamam köpeğim Çakır;
Beyaz tüylerinde yıllarım saklı.
Hurdalar toplardık demir ve bakır;
Satardık onları, çocukluk aklı…
Hiç çıkmaz aklımdan asla o günler,
Kasnaklı uçurtmam, tutkalı un’dan.
Bugünden de taze o eski dünler,
Kaykıldım gemime çam kabuğundan!..
Kadir Çetin Oğuzeli/90
5.0
100% (3)