1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
882
Okunma
Adı Eylül’dü,
Güzden hüzünlüydü yüzü
Sarıydı hasretin yüzüne düşen gölgesi
Dilinde aynı türkü
Yalnızlığını söylüyordu ayrılığa
Çok giden uğurlamıştı uzaklara
Yüreği ıssız bir limandı şimdi
Adı Eylül’dü
Güzden hüzünlüydü yüzü
Hazanda güldü
Bekledikçe neler birikti içinde
Ne yaşlar kurutmuş
Ne küller soğutmuştu
Yanıkları dursa da yangınların
Ne acılar unutmuştu
Adı Eylül’dü
Güzden hüzünlüydü yüzü
Solgun yapraklar gibi
Dilinden bir “ah” döküldü
Tenince beyazlaşıyordu saçı
Eski gece siyahlığı
Hangi ellerde çiğlenip
Hangi şafaklarda yitti kim bilir
Ve kimeydi bu amansız vefa
Kimdi bu suskun beklediğin
Gençliğini kime içirdin ki
Yıllarını dumanladı yüzüne
Kirpiklerinde ıslanan
Gözlerinde buğulanan kim
Yanağının al çukurlarında
Yağmurlara tuttuğun kim
Dilinde pranga olup
Dudaklarında kıpırdanan
Önce fısıldayıp
Sonra yuttuğun kim
Söyle mahrem sır bilip
Gönlünde unuttuğun kim
Adı Eylül’dü
Güzden hüzünlüydü yüzü
Hazanda güldü
Kimselere anlatmadı öyküsünü
Mühürlü dudaklarından
Hiç düşürmedi
Ayrılık türküsünü…
MESUT SÜTÇÜ
5.0
100% (1)