1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1125
Okunma
Simit sattırılan simitçi ve dilenciyim ...
Çocuğum ben ayrıca, hayalsizliğin sokaklarında.
Buz gibi soğuktur düşlerim.
Tıpkı yuvasız kuşların kışları gibi.
Sıcacık yuvalarındaki insanlardan uzakta
Üşür benim titreyen ellerimde yüreğim.
Sinsi rüzgar sızar düşlerime,
Yüreğimi tir tir titretir.
Başı boş köpeklerden çok korkarım çünkü
Yoktur onlardan kaçıp saklanacak bir yerim,
Tutunacak bir dalım.
Soğuk ve korkuyla karışık üşür iliklerim.
Hayatın kalleşliklerinin farkındayım.
Ve tinere tapınmaktayım ısıttığı için
Beynimin en ücra köşelerindeki yalnızlıklarımı...
Feleğin kara yazısının henüz daha
Birinci satırında anlamıştım
Tanrının benim hakkımdaki planlarını.
Kırık camından içeri karanlık sızan yıkıntının,
Ay ışığına açılan penceresinde sessizce ağlamaktayım.
Yasaklanmış sevişmelerin
Gayrı meşru pişmanlığınadır isyanlarım.
Babamı hiç görmedim ben ve yolda görsem tanımam.
Üstelik bir hayli fazladır adaylarım.
Kim bilir hangi kulağı kesiktir babam.
Belkide bilmeden simit satmışımdır
Tanımadığım babama ve onun meşru çocuklarına...
Ben fahişelerin onurlu mücadelelerinin
Arka sokaklarında masum bir günahım.
Kendimi sarhoş naralarındaki
Yalancı cesaretin cüretkarlığıyla sınarım.
Günah; bile bile yaptıklarınla
Yapmak zorunda kaldıklarının çelişkisidir.
Benim karşı durulmaz kaderim,
Yaşamakla ölememenin ilişkisidir...
Ben; seçme şansı
Önceki kuşak tarafından yağmalanmış,
Talihsizliğin hazin hikayesiyim.
Ben; huzurlu Ailelerin tiksinip dışladığı
Tıpkı pasaklı bir sokak kedisiyim.
Ben; madalyonun öteki yüzüne hapsedilmiş
Bir sokak çocuğuyum.
Simit sattırılan dilenci çocuğum.
Aslında sadece bir çocuğum.
Halk arasındaki adım dilenci…
İSMAİL BOYRAZ
5.0
100% (1)