Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Hüseyin Akdemir
Hüseyin Akdemir

BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 14

Yorum

BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 14

( 2 kişi )

2

Yorum

1

Beğeni

5,0

Puan

1217

Okunma

BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 14

balcı’nın oğlu Seyit
artık üniversiteye gidiyordu
ve Ankara’da da olsa
yoldaşlarıyla sık sık bir araya gelip
mücadelelerine katkıda bulunuyordu
ve üniversitede yavaş yavaş
aktif olmaya çalışıyordu
henüz yirmi günlük öğrencilerken
balcı’nın oğlu Seyit’e
ve aynı bölümde okuyan arkadaşlarına
bir şans doğdu
Bülent Ecevit’in başında olduğu hükümet
bir yasa çıkarmış
ülkedeki öğretmen açığını kapatmak için
hızlandırılmış eğitim kararı almıştı
buna göre Seyit ve arkadaşları
altı veya yedi ay içinde
öğretmen olarak mezun olacaklardı

sermaye babalarının
stokçuların
patronların
ve kapitalizim yanlılarının
baskılarına
daha fazla dayanamayan Ecevit
bir ay sonra 16 ekim 79’da istifa etti
ama çıkarılan
hızlandırılmış eğitim yasası geçerliydi.

Demirel yeniden başbakan oldu
ve kadim dostu Erbakan ile
koalisyon hükümeti kurdu
ve başbakan Demirel
1 aralık 1979’da
başbakanlık müsteşarlığına

Amerika’da dersini almış
devletin planlama teşkilatına katılmış
Turgut Özal’ı oturttu.

ne olaylar
ne zamlar
ne de anarşi duruyordu
her şey aynı hızla
ve aynı bilinmezlikle devam ediyordu
üstelik
bir çok dernek ve sendika
kapatılıp yasaklanıyordu
yeni bir yılın
23 ocağında
Ege’de bir direniş destanı yazıldı
binlerce işçi
on binlerin desteği ile
Tariş direnişini başlattı
hükümet
yani Demirel
Amerika’nın sesi, sermayenin gözdesi
yani Erbakan
Arap sermayesinin bekçisi
gelişen
güçlenen
bilinçlenen
ege’nin işçisi
devrimci öncüsü
Tariş emekçisine göz yumamazdı
askerini
polisini
topunu
tüfeğini
neyi varsa yığdı tariş’in önüne
namluları çevirip işçinin üzerine
kanlı bir şekilde
bastırdı bu direnişi
ve ertesi gün
yani 24 ocak’ta
Amerika’dan gelen istek üzerine
başbakanlık müsteşarlığı koltuğuna yerleşmiş
Turgut Özal
IMF’nin talimatıyla
yoksulu daha yoksul
varsılı daha varsıl kılacak
kararları açıkladı
a’dan z’ye
her şeye
zam yapıldı
ve stokçular
ve talancılar
ve vurguncular
bir gece içinde sermayelerini
beş’e on’a katladılar.

o yılın nisan’ından sonra
kirli eller
ve faşistler
yine azdılar
12 Nisan’da
ünlü halk bilimci ve kültür adamı
Ümit Kaftancıoğlu’nu vurdular
bu olaydan bir ay sonra
Seyit
son sınavlarını da başarıyla verdi
ve eğitim enstitüsü’nden
öğretmen adayı olarak mezun oldu
Ankara’da kalıp
daha fazla masrafa girmek istemedi
İstanbul’a gidip
arkadaşlarını
yoldaşlarını ziyaret etti
Malatyalı Esma’yı
yine de
son bir kez göreyim diye
derneğe gitti
onu orada göremeyince
güvendiği bir yoldaşına
Esma’yı sordu gizlice
Esma yoldaş
bir ay önce kırsala gitti
gerillaya katıldı, dedi
balcı’nın oğlu Seyit
üzülsün mü sevinsin mi bilemedi
iki gün daha kalıp İstanbul’da
memleketine gitti.
Seyit memleketteyken
o yılın 5 temmuz’unda
Maraş olaylarının aynısını
faşistler bu kez
Çorum’da uyguladılar
onlarca kişiyi öldürüp
çocukları bile
işkenceyle öldürdüler
aynı günlerde Fatsa’da
adeta
bir devrim provası yapılıyordu
belediyeyi ve kurumları
devlet değil, halk yönetiyordu
ve bu halk yönetimi biçimi
tüm Karadeniz’e
dalga dalga yayılıyordu
tehlikenin boyutunu gören
başbakan Demirel
Çorum’da onlarca kişinin ölmesine rağmen
Çorum’u bırakın, Fatsa’ya bakın
diye bağırıyordu
balcı’nın oğlu Seyit
olanları çok sonradan duymuştu
Çorum’a veya Fatsa’ya gitmek için
artık çok geç kalmıştı.
22 temmuz 1980’de
DİSK genel başkanı
Kemal Türkler’in öldürüldüğü gün
balcı’nın oğlu Seyit
resmi bir yazı aldı
yazıda
kendisinin öğretmen olarak atanacağı
ve bunun için de 26 Ağustos’da
kura çekimlerinin yapılacağı yazıyordu
o gün geldiğinde
yollara düştü yine
babasıyla birlikte gitti kura çekimine
sonuç belli olmuştu
balcı’nın oğlu Seyit
Diyarbakır’ın Silvan ilçesine
öğretmen olarak atanmıştı.
en geç 5 Eylül’de
ilçede olması
ve eğitim öncesi
seminerlere katılması gerekiyordu.
balcı baba
yalnız bırakmadı Seyit’i
onunla birlikte Silvan’a gitti
dağların arasında kalmış
küçük bir ilçeydi Silvan
insanları meraklı ve ürkekti
tanımadıkları
bilmedikleri insana
fazla yaklaşmazlardı
ama tanıyıp bilince
hele bir de sevince
canlarını vermekten kaçınmazlardı
o gün
tuvaleti dahi olmayan
yatakları kirli
derme çatma bir otelde kaldılar
ertesi gün
Seyit öğretmen için
kalacak kiralık ev aradılar
arayarak
sorarak
konuşarak
geçen yıl burada olan
ve bu yıl tayini çıkıp giden
eski bir bekar öğretmenin kaldığı
evi buldular
dokuz çocuğu olan
ev sahibi Ferhat’la anlaşıp
evi kiraladılar
iki odası
küçük bir banyosu
dışarıda bahçe içinde
tuvaleti vardı
önceki öğretmen bu evde
uzun yıllar kalmıştı
giderken de
bir çok eşyasını
geride bırakmıştı
şöyle bir baktılar
ne var ne yok diye
sadece bir yatak ve bir iki küçük şey
eksik kalıyordu geriye
balcı baba
bir kahkaha attı
ve Seyit’i ensesinden yakaladı
haydi gene iyisin öğretmen bey, dedi
nerdeyse dizili bir eve kondun
eksik olan ne ise
tamamlarız iki günde
ben bugün eve dönerim
en güzel döşeğimizi
iki yorganla birlikte
iki gün sonra alır gelirim
şimdilik o otelde idare edersin
ama temizliğine dikkat et
çünkü sen artık bir öğretmensin
insanlar seni
düzensiz ve dağınık görmesin
bak, gördün işte
saygıyı, sevgiyi bana değil
sana gösterdiler.
bana da sırf öğretmen beyin babasıdır diye
değer verdiler.
balcı
oğlu Seyit’i kendine doğru çekip kucakladı
canım oğlum, dedi
şu anda duyduğum gururu
ve günlerdir yaşadığım mutluluğu
anlatamam sana
beni dinledin
okudun
çalıştın
ve öğretmen oldun
işte asıl şimdi yolun başındasın
asıl şimdi
o hep kavgasını verdiğin
yoksulluğa
cahilliğe
ezilmişliğe
çaresizlik ve haksızlığa karşı savaşmalısın.
ama ne olur
benim için
annen için
kardeşin için
yanlış şeyler yapma
savaşmalısın diyorum sana
ama
kaleminle
aklınla
bilginle
savaşmanı istiyorum
sen artık bir öğretmensin
çocuklara
gençlere
cahillere
doğru şeyleri öğretmek
ve eğitmekle görevlisin
devlete karşı değil
artık bir öğretmen olarak
cahilliğe karşı gelmelisin
ne olur benim aslan oğlum
bizi üzecek şeylerden uzak dur
sonra yeniden sarıldı Seyit’e
kerata, dedi
büyüdün artık
öğretmen oldun
artık seni şapur şupur öpemiyorum
ama şunu hiç unutma öğretmen oğlum
seninle gurur duyuyor
ve seni çok seviyorum.


DEVAM EDECEK...

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Bir silindir geçti üzerimizden 14 Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Bir silindir geçti üzerimizden 14 şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 14 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
FERHAT GÜNAYDIN
FERHAT GÜNAYDIN, @ferhatgunaydin
22.2.2012 20:37:25
ÇOK UZUN ŞİİRLERİ OKUMAM AMA BİR KISMINI OKUDUM BEĞENDİM. GERÇEK BİR HAYAT HİKAYESİ OLMUŞ TEBRİKLER.
gül peri
gül peri, @gulperi
22.2.2012 14:52:47
5 puan verdi

Tarih kitaplarına geçmesi geren çok önemli bilgiler.
Takdir ve hayranlıkla takip etmekteyim.
Kaleminizin mürekkebi kurumasın efendim.
Saygılar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL