Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Hüseyin Akdemir
Hüseyin Akdemir

BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 15

Yorum

BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 15

( 1 kişi )

0

Yorum

1

Beğeni

5,0

Puan

1359

Okunma

BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 15

babası gittikten sonra Seyit
Silvan’ı görüp tanımak istedi
seminerden arta kalan zamanlarda
görev yapacağı okuldan
iki öğretmen arkadaşı
ve okul müdürüyle çarşıyı gezdi
yoksulluk
ve geri kalmışlık
her haliyle göze çarpıyordu
balcı’nın oğlu öğretmen Seyit
gördüğü manzaraya
yaşanan acılara inanamıyordu
iki öğretmen arkadaşının ikisi de
demokrat kişilerdi
ama müdürlerinden
henüz emin değildi
belki de sorumlu olduğu için öyleydi
pek az konuşan
her hangi bir konuda yorum yapmayan
biriydi.
Seyit’in dışında
üçü de evliydi
yusuf müdür Yozgatlı
öğretmen Sırrı Diyarbakır Lice’li
Sedat öğretmen de Nazilli’nin köylerindendi
beş gün sonra okullar açılacak
ve balcı’nın oğlu Seyit
öğretmen olarak
göreve başlayacaktı
ertesi gün balcı babası geri geldi
elleri dolu doluydu
sadece yatak değil
suskun annesi
öğretmen oğlu için sepetlere
yağı
balı
yumurtayı
ve kavurmayı doldurmuştu.
ama babası önemli bir şeyi unutmuştu
Seyit öğretmen
kitaplarımı getirmemişsin baba, dedi
hayır, dedi balcı
bilerek almadım yanıma
artık o kitapları boş ver sen
başına bela olurlar sonra
ah, babacığım, dedi Seyit yeniden
kitaplar yasak şeyler değildi ki
roman
şiir
öykü kitaplarım vardı
ve hepsinden önemlisi
mesleğimle ilgili kitaplarım çoğunluktaydı
onlar bana mutlaka yararlı olacaktı
üzülme, dedi baba
ben sakıncalı şeylerdir diye almadım yanıma
bir daha gelişimde, getiririm sana
hem erzincan dediğin şunun şurası
bir hafta sonu çıksan yola
yedi sekiz saatte ordasın.

balcı’nın fazla vakti kalmamıştı
tuğla fabrikası patronlarından
sadece bir gün için izin almıştı
o akşam
öğretmen oğlunun bekar evinde
odun ateşinin üzerinde
yapılan çayını içti
ve henüz güneş batmadan
minibüse binip
diyarbakır’a gitti.

hayatında ilk defa o gece
balcı’nın oğlu Seyit öğretmen
kendisine ait bekar evinde kaldı
suskun annesinin hazırladığı
yün döşek ve yorganlar içinde
deliksiz bir uykuya daldı
sabahleyin uyandığında
gün çoktan ışımıştı
masa saatine baktı
öğretmen arkadaşları
ve müdürle
okulda buluşacaktı
son hazırlıklar yapılıp
eğitime başlayacaklardı
henüz vakti vardı
banyo gibi yerde yüzünü yıkadı
kahvaltı için çay suyunu
tüp gazın üzerine bıraktı
ve biraz temiz hava almak için
bahçeye çıktı
suskun annesinin gönderdiği
baldan
tere yağından
ve taze yumurtadan
kendisi için krallara layık
bir sofra hazırladı.
yalnızlık canını sıktı
kalktı
bir sokak aşağıda oturan
ve şimdilik bekar kalan
öğretmen arkadaşı Liceli Sırrı’yı
kahvaltıya çağırmak için
dışarıya çıktı.
henüz üç beş adım atıştı ki
karşısında
silahlı
tomsonlu
bir sürü asker görünce şaşırdı.
önce bir anlam veremedi
sokakta askerin dışında
kimselerin olmaması dikkatini çekti
gitmekle dönmek arasında
gidip gelirken
askerlerden biri
silahını Seyit’e doğrultup
gir evine hemşehrim
sokağa çıkma yasağı var, dedi
neden?
ne oldu ki? diye sorabildi
ihtilal oldu hemşehrim, ihtilal
duymadın mı?
haydi bas git evine
otur radyoyu dinle.

Seyit
beyninden vurulmuştu adeta
duyduklarıyla sarsıldı
ilk aklına gelen
örgüt arkadaşlarıydı
hemen radyoyu açtı
zafer marşları çalınıyordu
kahvaltı için keyfi kaçtı
yine de bir bardak çay aldı
ve radyoyu dinlemeye başladı
az sonra
müzik yayını son buldu
milli güvenlik konseyi’nin
iki numaralı bildirisi okundu
demek ki ihtilal geceden yapılmış
bundan önce bir bildiri daha okunmuştu
diye düşündü.
detayları öğrenmek için
saate bakıp sabırsızlıkla bekledi
iki nolu bildiride
halkın sakin olması
sokağa çıkma yasağı kalkıncaya kadar
evlerinden çıkmaması
askerine ve ordusuna güvenip
onlara yardımcı olunması söyleniyordu.
ve radyonun haber saati geldi
şimdi artık her şeyi
detaylarıyla öğrenecekti
can kulağı ile dinledi
türk silahlı kuvvetlerinin
12 Eylül 1980 tarihi itibariyle
saat 00.02’de
milli birlik ve bütünlüğümüzün
tehlikeye girdiği
Atatürk ilke ve inkılaplarının
korunup sahip çıkılmadığı
ve başımızdaki basiretsiz hükümetlerin
akan kardeş kanını
bir türlü durduramadığı
TC devletinin bundan büyük yara aldığı
gözlemlenerek
iç hizmetler kanununun kendilerine verdiği
yetkiye dayanarak
Türk Silahlı Kuvvetleri olarak
bugünden itibaren
ülkenin yönetimine
tümüyle el konulduğunu
ülkedeki anarşi ortamını yok ettikten sonra
en kısa zamanda
ordunun
yeniden kışlasına çekileceği
ve yönetimi sivillere devredeceği söyleniyordu.
daha sonra da
milli güvenlik konseyi’nin başkanı
Kenan Evren’in
tam yirmi yedi dakika süren
konuşması yayınlandı.
balcı’nın oğlu Seyit
tüm bu konuşmalardan
başka şeyler anladı
görünen, anlaşılan o ki, dedi kendi kendine
bu kez çok kararlılar
ve öyle tez zamanda gidici değil
uzun süre kalıcılar
keşke bir telefon olsaydı
arasaydım arkadaşları, yoldaşları
beklemekten başka çarem yok.

radyoyu dinliyordu
konuşmaların satır aralarından
anlamlar çıkarmaya çalışıyordu
kimlerin hangi amaçla
niçin darbe yaptığını
bunun bir ihtilal mi
bir cunta mı olduğunu
genarellerin faşist kafalı mı
yoksa söyledikleri gibi
demokrasinin korunması için mi
yönetime el koyduklarını
merak edip durdu.
ertesi günün sabahına kadar
gözüne uyku girmedi
merakla korku arasında gidip geldi
sabahleyin
dışarı çıkmaya hazırlanıyordu
sokağa çıkma yasağı
akşam saat 17’ye kadar kaldırılmıştı
birden
bahçesine
bir sürü askerin girdiğini gördü
çalınan kapıya yöneldi
üç dört silahlı asker
hızla içeriye girdi
başlarındaki komutan Seyit öğretmene
ellerini başının üzerine koymasını söyledi
Seyit’in üzeri aranırken
diğer askerlere de
evi aramalarını emretti
sordular
öğretmen olduğunu
henüz beş gün önce buraya atandığını
bu evi kiraladığını ve yalnız yaşadığını
söyledi.
evde aradıkları sakıncalı
gazete
kitap
dergi
ve silah bulamayınca
balcı’nın oğlu Seyit’i
sıradan zararsız biri sanarak
aramaya son verdiler.
hocam, dedi komutan
okullar açılıncaya kadar
fazla dışarı çıkmayın
çıkacaksanız eğer
kimliğinizi mutlaka yanınıza alın
kimliği olmayanları
hemen tutuklama yetkimiz var
yeni geldiğiniz için de
sanırım kimseyi tanımıyorsunuz
ama yine de
bildiğiniz, duyduğunuz
kanun dışı kimseler varsa
bize mutlaka duyurunuz, deyip gittiler.


DEVAM EDECEK...

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Bir silindir geçti üzerimizden 15 Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Bir silindir geçti üzerimizden 15 şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 15 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL