20
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1797
Okunma

Mıhlanarak çakılmış gönül üstüne zaman
Kalpler sökülür gibi sanki yerinden her an
Balık susuz ölüyor insan boğulur sudan
İbret ile dönüyor daima burda devran
Harami dolmuş dünya olmuş anadan üryan
Çığlar gibi büyüyor yorgun akşamlar âyân
Kırmızı gül kalbine oturmuş simsiyah kan
Şu karışmış dönğüye zırnık atıldığı an
Eserler saflaşacak meydanlar parlayacak
Kanla sulanmaz toprak mahsül haram olacak
Fazla geriye gitme gül düşmüş gönüllerden
Takvimler o şarkıda hep aynı namelerden
Mutluluk köşe dönmüş herkezin geçmişinde
Körler dövüşür gibi kim kime belli değil
Acımasız kol gezer merhametler kaybolmuş
Ne eski dostan eser ne de şu eski dünya
Aç karanlık perdeyi geç kalıyor her sabah
Kara kalemler geçer kaderler üzerinden
Yağmuru görmezmisin dökülür gökyüzünden
Yıkanıpta inmezmi rahmet olarak gökten
Bu misafir hanede kim hangimizden farklı
Çöpünü atamayan aciz beymidir haklı
Hepimiz bir kardeşiz ilimdir insan farkı
Atlas kefende olsa bir avuç toprak hakkı
Sözün olsun dilinde yeter kansız karasız
Alma haydi bir nefes duruyorsan havasız
Nefisler hakka teslim merhametler çıkarsız
Laftan anlamayana son pişmanlık faydasız