15
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2889
Okunma

mutluluk, bazen yokuşta biner sırta
indiremezsin her ağır geldiğinde …
martının kanadına ağır gelmeyen
omzuna ağır gelse ayıp olmaz mı?
zahmeti haz verse de
ayrılık ağır bir tek …
martı da gelmez buna... sonu bilmez mi?
kapkara ayrılığın ten rengi vuslatında, kan çanağı gözler özlemle bekler
bakışında boğulmak, varken cennet tadında, yokluğun rüyalara hasreti ekler…
mutlu musun gönlümün kaçak yolcusu
kalpler esir artık, gönül umarsız
ömrünü çürütürken hasret elçisi
ölü doğmuş savdalar yine mezarsız
sevdam tütsülenmiş gülüşüm soğuk
kapımda ayrılık titrer dizlerim
hapsolmuş ümitler hayalim boğuk
kurumuyor bir türlü ıslak gözlerim
şimdi ruhum uçurtmamda yüklü bak
uçuyor semasında kahve bakışın
tutma sakın ipini kaybolana dek
gözlerinde erisin son yakarşın
bakışından sözümü sakındığım an
çocukça açılır hayal perdesi
ceplerime gizlediğim kırılmış yalan
devasa hislerimin küçük hurdası
pencerenden silkelenmiş umutlar
hangi kırık kanada bir merhem olur
gönlünde sıralanmış çelik tabutlar
kimbilir bu sabah kaç sevda ölür
Tamer TAŞ 7 ŞUBAT 2012
5.0
100% (16)