ANNEKader de buradan da yazmak varmış sana Duvarlarının sıvaları dökük, çatısı delik, camları kırık Düşüncelerin tutsak edildiği ve fikirlerin insanı öldürdüğü Soğuk bir koğuşun en dulda yerinden yazıyorum Merhaba Anne Burada hayat bir film sahnesi gibi geçmiyor Sanki hayat bir tarihte durmuş, saniyelerim bile zifiri Tek durmayan çatıdan üzerimize akan yağmur damları Onlarda gözyaşlarımıza karışıyor Anne Geceleri düşüncelerim beynime hükmediyor Uykularım kaçıyor üç beş saatleri firari İşte ben yine volta’dayım ranza dibinde Kısacası güzel annem bur da zaman geçmek bilmiyor Beni sensizlikte vurdular Anne Çaldılar gençliğimi habersizce Senden sakladım gözyaşlarımı yellere savurdum Rüzgârlar ile kuruttum resmin ile avundum Tutamadım hoyrat ellerim ile ellerini Bakamadım asi gözlerim ile gözlerine Anlatmak istedim her dilde sevgimi Kaldım karanlığın en derin kuytusunda Anne Buralar çok soğuk üşüyorum Anne Buralar da don ayaz demir keser geceleri Kulaklarımız da namerdin vurduğu jop sesleri Demir parmaklar arkasın da yükselir özgürlük sesleri Hiç bir gülü koparmadım dalında Kıskanmadım hiç bir yeşili baharında En öfkeli halim de bile incitmedim kimseyi Ben kendim den başka Hangi kahpe üzerinde kalmış hayat izim Hangi cinayette cıkmış parmak izim Ben kara günün aydınlık şafağıyım Anne Ben ki kızılcık şerbetini doğuştan içtim Ne ölümden korkum var Ne de yarından Tek korkum seni bir daha görememek Umut tadında doyasıya sana sarılamamak Anne Biliyorum bir sabaha karşı ranzam dan uyandıracaklar Hoyrat ellerime barış yerine kelepçe takacaklar Pas tutmuş prangalar ayaklarımı kanatacak Yine de adımlarım bir sana birde Hakka yürüyecek Anne |
SELAMLAR.