2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1086
Okunma
uykular kaçar ansızın
zift karanlığın boşluğunda
tan vakti gelmez bir türlü
sola sağa savrulursun,düşüncelerine yığılırsın
dikersin gözlerini tavana bir noktaya
bir uğultu kulaklarında çınlama
ne yastık çarşaf anlar halinden,nede yorgan
girmez olur pencerene beklediğin ışık
çekersin başına yorganı çaresizliğindeki hesaplaşmalar
onun unutamadığın hayali
içini yakan sarhoşluk kadar canını acıtan zil zurnalık kadar seversin
ve
bir gün anlarsın her şeyin hiç bir şeyin boş olduğunu
insana ait hangi beşer duygu varsa
gün gelir bir ses bir kerecik duymak için
büyür gitgide içinde hamlığın pişkinliğin
duyarsın
ta derinden acının çaresizliğini
bir gün anlarsın
sevmek neymiş o gün anlarsın
uzun uzun seyredersin de bu güzelliği aynalardan
sonra dolar gözlerinin içi
buruktur her yerin
sevilen gözlerin erişilmezliğini anlarsın
işte sevmek neymiş o gün anlarsın
işte o gün anlarsın
sonra dizilir birbiri ardına acıların hüznün kaybın
sevmek neymiş o gün anlarsın
bir gün anlarsın hayal kurmayı
beklemeyi ümit etmeyi
bir kirli gömlek gibi çıkarır atmak istersin
ve anlarsın sevgiyi
ve sevilmeyi...