İyice ihtiyarladı hem kendi hem avanesi. Kulakları epey ağırlaştı birşey duyacağı yok onun. İnşallah son demlerini yaşıyor, ebterler.
Değerli yorumunuz için teşekkürler hocam.
Selam ve dua ile...

İnşallah son kullanma tarihleri yaklaşıyor sayın abim.
Değerli yorumunuzdan dolayı teşekkür ederim. Rab'bim sizden razı olsun.
Selam ve dua ile...

Ondan umudu üzdük. İnşallah uzantıları uyanırlar.
Selam ve dua ile...

Slm kardeşim. Diyalog safsatası hakkındaki bu yazıyı sizinle paylaşmak istedim. Rahatsız ettimse özür dilerim.

Dinlerarası Diyalog, hakkında lehte, aleyhte çok şey yazıldı çizildi. Diyalogla yapılmak
istenenlere herkes kendine göre bir yorum getirdi. Dinlerarası diyaloğu farklı bir
açıdan yorumlayanlardan biri de Sayın Ali Eren’dir. Sayın Eren’in yorumu şöyle:
“İpin ucu başkalarının elinde; biz de Karagöz. Onlar yazmış, biz oynuyoruz: “Diyalog
ve hoşgörü” oyunu…
Adamlar taa 1965’te “Diyalog, misyonerliğin yeni bir tarzıdır” diyorlardı. Anadolu bizim
elimizde olduğu için, “İçimiz yanıyor” diyorlar. “Mukades vatanımız, Müslüman
Türklerin istilası altındadır” demekten de çekinmiyorlar. Bize bakışları bu… Daha ne
desinler? “Anlayın artık” diye kafamıza tokmakla mı vursunlar?
***
Birkaç senedir bir diyalog ve hoşgörüdür, ısrarla sürdürülüyor. Buna birkaç gün önce
de şanlıurfada devam edildi. Organizesini de Zaman gazetesi ve Fethullah Gülen’in
onursal başkanı olduğu Yazarlar ve Gazeteciler Vakfı yapıyor.
Şimdi, “Bunda şüphelenecek ne var? Organize eden zaten belli kimseler” derseniz,
ben de size “Peki bunu başlatanın kim olduğunu biliyor musunuz?” diye sorarım. (Kim
olduğunu aşağıda okuyacaksınız.)
Hem de bir işi kimin yaptığına değil, yapılan işe bakmak gerekir.
Fethullah Hoca, 1998 başında Vatikan’da Papa’yla görüştü. Bu görüşme, halkın da,
meclisin de istemediği bay Demirel’in tasvibi ve tasdikiyle olmuştu. İşin içinde Demirel
olduğu için içim almıyor, biiir…
Ecevit’in Fethullah Gülen hakkındaki tavrı da midemi bulandırıyor, bu da ikii… Eğer
Ecevit bir işe iyi gözle bakıyorsa ben orada şüpheye düşerim. Doğru mu, yanlış mı
görelim:
***
Türkiye’den Papa’yla görüşmesi icab eden birisi varsa, bu sadece Diyanet İşleri
Başkanı olmalıydı, niye Fethullah Hoca gitti?
Müftü değil, imam değil, vaiz değil, müezzin bile değil. Yani hiçbir resmî hüviyeti yok.
Buna rağmen kendisiyle görüşülmesi oldukça zor olan, ve değme resmî insanın 6
ayda bile kolay kolay görüşemediği Papa’yla rahatça görüşebiliyor; hayret. Bunda bir
anormallik yok mu?
Bir hayret daha: kendisini orada Türkiye’nin büyükleçisi karşılıyor!
Mesela, bir vilayete giden başbakanı oranın valisi karşılar. Ama aynı vali, başbakanın
bulunduğu yere gitse, başbakan onu karşılamaz. Çünkü alt makamdakiler daima üst makamdakileri karşılar.
Fethullah Hoca, T.C. nezdinde, büyükelçiden daha üst bir makamda mı ki, onu
büyükelçi karşılamıştır?
Soru iki: Fethullah Hoca’yı Papa’yla görüştürenler, İslam dininin hayrına bir şey için
mi görüştürmüşlerdir?
Geçelim ve Fethullah Hoca’nın Papa’ya hitabına bakalım lütfen:
“Papa cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog
için Papalık Konseyi misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz.”
(10 Şubat 1998, Zaman)
Demek ki Dinlerarası Diyalog denilen çalışmayı kim başlatmış? Papa!
Veee, Fethullah Hoca “Papalık Konseyi misyonunun bir parçası olmak üzere” orada
bulunuyormuş!
Dikkat, dikkaaat! İslam misyonunun bir parçası olarak değil, Papalık Konseyi
misyonunun bir parçası olarak…
Ne demek bu beyler, ne demek?
O Papa ki, bir taraftan dinlerarası hoşgörü turları atarken, diğer taraftan bizi içimizden
vuruyor. Nasıl vuruyor bakın:
Hristiyan teoloji uzmanı Aytunç Altındal’ın açıkladığına göre Papa, 1998’de fethullah
Hoca’yla görüşmesinden sonraki günlerde, dünyadan iki kişiyi gizli kardinal tayin etti. Bu
gizli kardinaller başka bir dinin mensuplarından seçildi. Yapılan araştırmaya göre, bu
gizli kardinallerden birisi İslam dünyasında “alim” olarak bilinen birisidir. Bu gizli kardinal,
mensup olduğu dinin veya mezhebin batıl olduğunu, gerçek dinin Hıristiyanlığın Katolik
yorumu olduğunu ilan eder ve bağlılarıyla birlikte bu dine geçer. (7 Mart 1998, Akit)
***
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın uğruna yanıp tutuştuğu diyalog toplantılarında hep
komisyon başkanlığına getirilen ve “Ben yurt dışına gittiğim zaman sık sık kiliselere
gidiyorum; çok da lezzet ve zevk alıyorum” diyen 9 Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Dekanı Mehmet Aydın, ’98 Ekim’inde diyordu ki:
“Efendim, diyalog ve hoşgörü devam edecekse, Hıristiyanlarla konuşurken sizin
kitabınız bozulmuş, sonradan değiştirilmiş; en hakiki din benim dinim demeyeceksiniz.”
Demek ki, diyalog ve hoşgörü uğruna kendi Dininizin, Kitabınızın ve Peygamberinizin
hak ve en son olduğunu söylememeniz gerekiyormuş. İşte diyalog ve hoşgörü
dediklerinin en kısa tarifi bu sayın okuyucular.
Buna itirazınız var mı, ismini ve unvanını zikrettiğim sayın beyler?
Sayın Mustafa Başoğlu buna tahammül edemedi ve itiraz etti. Etti, ama ettiğiyle kaldı.
Ne yazık ki oradaki belki de 100 kişilik Diyanet ve İlahiyat kadrosundan tek bir kişi “Evet,
Mustafa bey haklı” demedi…
***
Ne yapılmak isteniyor?
Aman diyalog kesilmesin diye “Dinimizin, Kitabımızın ve Peygamberimizin hak ve en
son olduğunu” söylemeyecek-söyleyemeyeceksek olmasın bu diyalog canım…
Şu “İbrahimî din” ifadesi de ne demek oluyor, sayın organizetörler?
Size göre farz üstü farz olduğu için, bozulmasından korktuğunuz diyalog aşkına sizin söyleyemediğiniz şeyi bari ben söyleyeyim:
Aslını, özünü, orjinalliğini kaybetmiş olan dinler, Hz. İbrahim (a.s.)’ın dini olamaz. Onun
dini tek çeşittir. Allah da ancak onu din olarak kabul eder. O bakımdan “İbrahimî dinler”
olamaz; “İbrahimî din” olur. O da sadece ve sadece İslam’dır. Birleşilecekse, İslam’da
birleşilmelidir!
Cevabınız varsa söyleyin; yoksa diyalogla neyi zorluyorsunuz, neyin peşindesiniz onu
söyleyin…” (Ali Eren, 17 Nisan 2000, Akit)

Not: Merhum Mehmet Oruç un DİNLER ARASI DİYALOG TUZAĞI VE DİNDE REFORM adlı kitabında okudum bu yazıyı. Bu kitap, şuan basılmıyor. Kitapçılarda bulunamayabilir. Ama bu kitabı okumayı arzu ederseniz internet üzerinden okuyabilirsiniz.

TUZAKLARA KARŞI UYANIK OLMAK DİLEĞİYLE.

MEVLA YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN.

SELAM VE DUA İLE...

sevgili kardeşim kiminle diyalog yapacağız. Filistin'e zulmeden yahudiylemi, Iraklı kadına tecavüz eden amerikan itiylemi
içimize tefrika sokan ingiliz gavuruylamı, pkk ya mayın satan italyaylamı, vakıfları aracılığıyla pkk ya destek veren almayaylamı, TÜRK' e zulmeden rusla mı, çin lemi eeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee kiminle he kiminle. Allah'ın ayetlerine karşı gelerek daha nereye gidecekler. Allah buyurmuyormu kitabında yahudi yi ve hristiyan ı dost edinmeyin. onlar sizin düşpmanınızdır dediği halde bu sarmaş dolaşlık nereye kadar. papa gavatının ayağına gitmek İslam'In şerefini ayaklar altına almak demektir.sana iki ERZURUMLU' DAN bahsedeceğim. Artık sen farkı farket.

ERZURUMLU BİR ALİM OLAN ÖMER NASUHİ BİLMEN HOCA EFENDİ İSTEMEYEREKTE OLSA DİYANETİN BAŞINA GEÇİRİLİR. VE BİRGÜN KENDİSİNE DEVLET YETKİLİLERİ PAPAYI ZİYARETE GİTMESİNİ SÖYLERLER. MÜBAREK İMANININ VERDİĞİ KUVVETLE KÜKRER. HAYIR OLAMAZ BEN İSLAM'IN ŞEREFİNİ AYAKLAR ALTINA ALAMAM DER VE GİTMEEEZ.
MÜBAREĞİ PAPANIN AYAĞINA GÖTÜREMEYENLER BU SEFER PAPAYI DAVET EDERLER. PAPA ZİYARETE GELİR. AMA MÜBAREK, PAPA ODASINA GELDİĞİNDE AYAĞA KALKIPTA ONA TAZİM ETMEMEK İÇİN (DİKKAT BURDA NEFSİ İÇİN DEĞİL İSLAM'IN ŞEREFİ İÇİN) MAKAMINDAN BAŞKA BİR YERE GİDER. NİHAYET PAPA ODAYA GİRER VE GÖSTERİLEN YERE OTURUR. O OTURDUKTAN SONRA HOCA EFENDİ ODAYA GİRER. PAPA AYAĞA KALKARAK MÜBAREĞE TAZİM ETMEK ZORUNDA KALIR. ONLARKİ İSLAM'IN ŞEREFİ İÇİN BU KADAR HASSAS İDİLER.

YİNE DİĞER BİR ERZURUMLU OLAN DİYALOGCU PAPAYI ZİYARETE GİDER . İSLAMIN ŞEREFİNİ AYAKLAR ALTINA ALIR. YETMEDİ SAĞ KOLU OLAN YANINDA GİDENDE ELİNİ ÖPREK PAPA GAVATINA TAZİM EDER.ŞU AYMAZLARA BAKKİ İSLAM'IN ŞEREFİ AKILLARINA DAHİ GELMEZ.

BİR ÖRNEK DAHA VEREYİM; KAFKAS KARTALI ŞEYH ŞAMİL KÂFİR RUS ELÇİLERİNİN YÜZÜNE BİLE BAKMAZDI.BUNLARSA MAŞALLAH
YAKINDA ONLARLA AKRABA OLACAKLAR, BELKİDE OLDULAR.

DÜNYANIN HER YERİNE TÜRKÜ ÖĞRETİYORLAR, GELİP BİRDE İSLAMDAN DEM VURUYORLAR. EĞER BU DİNİ ÇOK SEVİYORLARSA GİTTİKLERİ YERLERDE TÜRKÜYLE ZAMAN HARCAYACAKLARINA KUR'AN', İSLAMI ÖĞRETİP, KÜFFARI İSLAMA DAVET ETSİNLER. EDİRNE'DEN KARS'TAN ÖTEYE GİDİNCEDE TEVHİDİ TAM SÖYLESİNLER. AMENTÜDE BİRLEŞİYORUZ DEMEKLE BU İŞ BİTMİYOR ÖYLE. CENNETE GİTMENİN ŞARTI AMENTÜNÜN 6 ŞARTINI KABUL ETMEK DEĞİLMİDİR. DİYALOG DEMEK BUNA GEREK YOK DEMEKTİR.

ANLAMADIĞIM BİR DİĞER KONU İNSAN MEMLEKETİNE NEDEN GELMEZ. HÜKÜMET ELLERİNDE, YARGI ELLERİNDE, EMNİYET ELLERİNDE, KISMENDE OLSA ORDU ELLERİNDE. KİMDEN KORKUYOR DİYALOGCU BEYEFENDİ. TABİ MAĞDUR EDEBİYATI BU ÜLKEDE İYİ TUTUYOR DEMİ. BEN ÖLECEĞİMİ BİLSEM BİR NEFESLİK HAYAT HAKKI TANINSA O NEFESİDE BURDA ÜLKEMDE VERMEK İSTERİM.

ARTIK ÖYLE İLERİ GİDİLDİKİ OYALI BOYALI KADINLAR DİYALOGCUNUN KANALLARINDA ARBESK SÖYLER GİBİ İLAHİ SÖYLÜYOR.İLAHİDE ALLAH TAN PEYGAMBERDEN EVLİYAULLAHTAN BAHSEDİLİYOR.
YAHU ALLAH AŞKINA ALLA'HIN ADI MÜZİKLE ANILIRMI. BELKİ YAKINDA CAMİDE MÜZİK EŞLİĞİNDE NAMAZDA KILDIRILIR DİYE FETVA YAYINLARLARSA SAKIN ŞAŞIRMA BACIM.

ŞUNUDA BELİRTEYİMKİ BEN TEMİZ KALPLİ NURCU KARDEŞLERİME DEĞİL TEPEDEKİLERİN YANLIŞ YÖNLENDİRMELERİNE KARŞIYIM. BU HAREKET BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİ'NİN TEMSİLCİSİ ASLA VE KAT A OLAMAZ. ÇÜNKÜ O DİK BAŞLIYDI ASLA YUMUŞAK MÜSLÜMAN DEĞİLDİ.

YAZACAK ÇOK ŞEY VAR AMA BU KADARIYLA İKTİFA EDELİM. ALLAH CÜMLEMİZİ DOĞRULUKTAN AYIRMASIN.
SELAM VE DUA İLE....

dilerseniz ben cevap vereyim kardeş. "inned dini indallahil islam" ALLAH katında din islamdır. dinler arası diyaloğ ile islam sulandırılmış "la ilahe illallah diyenler cennete gidecek muhammedur rasulullah " demek gerekmez bu kemal mertebesidir denmişit. yani kelimei tevhid bölünmüş RASULİ ZİŞAN EFENDİMİZİN peygamberliğini kabul etmeyen de ALLAHA inanıyorsa iman etmiş olur gibi sapık bir düşünce topluma işlenmiştir. ve ne yazık ki ben bunların bir iftira olduğuna inanmak isterken yaşadığım şehirde aynı kulvarda olan bir cami imamı da aynı şeyi bizzat bu gaip ile tartışmış ve ne yazık ki tescilemiştir. kelimei tevhidi bölmek demek küfürdür. ötesine sözümüz işlemez ki ayrıca öldüğümüzde ALLAH bizleri türkçeden suale çekmeyecek KUR-AN dan hesaba dinden imandan hesaba çekecektir. evet TÜRKÇE başımızın tacıdır lakin önce müslüman sonra ASİL TÜRK milletiyiz. dua ile kardeş

Hocam diyaloğun hoşgörünün bir sınırı vardır. Ama bunlarda sınır yok.
Türkçe olimpiyatlarıyla göz boyuyorlar. Hocaysan türküyle değil, din ile meşgul ol. Bir türkü sanatçımız böyle bir organizasyon yapsa, ayakta alkışlarım. Çünkü işinin gereği derim.
Birde bunlar yeni ergenekoncu. Dokunan yanıyor. Geçenlerde diyaloğu eleştiren bir yazarın yakınını gördüm. Baktım kitap diziyor raflara. Diyalogla ilgili kitabını göremedim. Sordum, kardeş diyalogla ilgili kitabınız vardı raflarda göremez olduk, oysa ki çok satıyordu dedim. Cevaben, abi malum aileyle çok sorun yaşadık, mecburen çıkarmıyoruz dedi. Malesef kötüler gidiyor ama gelenler ? işareti.
Selam ve dua ile...

Sanìyorum iyi tanímamíş sìnìz.

İnşallah hocam.
Selam ve dua ile...

İnşallah olur diyelim.
Şiirinle sayafama renk kattın. Teşekkürler kardeşim.

şiirin başlığındaki adam (?) mı