Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
HÜSNÜ ÖNDER
HÜSNÜ ÖNDER

AYASOFYA'M

Yorum

AYASOFYA'M

( 19 kişi )

25

Yorum

11

Beğeni

5,0

Puan

2973

Okunma

AYASOFYA'M

AYASOFYA'M

AYASOFYA

1965’de M.T.T.B.’de...

(Hitabenin Ses Kaydı İçin Tıklayın)

Gençler!..

Ayasofya üzerinde çok lâf ettik! Ama lâfta bile onu tasarruf edebilmiş, mülkiyetimiz altına alabilmiş değiliz!

Bana öyle geliyor ki, yalnız mânayı anlasak, yalnız onu yerine getirebilsek, Ayasofya’nın kapıları sabır taşı gibi çatlar, kendi kendisine açılır. İsterse açılmasın; ondan sonra herşey, küçük bir tatbikat işinden ibaret kalır.

Biz kimden, neyi istiyoruz.

Yemen’den Viyana’ya Fas’tan Kafkasya’ya kadar en aşağı 10 milyon kilometre kare bir zemin üzerinde... Evet, böyle bir zemin üzerinde... Atalarımızın... Ata derken halimize bakıp başımızı doğduğumuz nur insanların... Tohum atarcasına her tarafa serptiği kubbelerden birini... 700 bin kilometre kareye indikten ve bu hâlin ismine millî kurtuluş dedikten sonra... Evet, bütün bunlardan sonra... Toprağı kaybedilmiş kubbelerden birini mi istiyoruz?

İnsana gülerler!.. Herhangi bir yıldızda bu türlü iddialara girişen milletleri sürecek bir tımarhane olsa, bizi oraya sürerler.

Âlemde, cüceleşmiş devlerin, eski rollerini takınmasından daha çirkin bir tablo yoktur.

"- Cüceleşmeyeydin! Şimdi devin hakkından nasıl bahsediyorsun?"

Derler böyle insanlara ve milletlere!..

Evet, sevgili gençler; bir manzumemde söylediğim gibi, kellelerimizi tırnaklarımızla yerinden söküp iki dizkapağımıza yerleştirmenin ve sonra ikinci bir başla onu seyretmenin, kısaca ulvî nefs muhasebesine girişmenin artık günü geldiğini kabul edelim ve avaz avaz haykıralım ki, bizi, şiltesi üç kıt’ayı kaplayan devi, cüceleştirdiler. Sonra ona iki santim boy ilâve edip, Batının bat pazarı veya bit pazarı elbiselerini giydirdiler. Peşinden de:

"- İşte sana lâyık (özgürlük) ve (uygarlık) budur!"

Dediler.

Bu bakımdan Ayasofya... Bakın nedir bu bakımdan Ayasofya?

Bizi bu hâle getiren, annemizin cennet kokulu başörtüsünü sarhoş kusmuğuna bez diye kullanan, ahlâkımızı Paris’in dünya çapındaki (Şabane) kerhanesinden daha aşağıya düşüren, millî kültürümüzü çöplüğe ve millî iktisadımızı kumarhaneye çeviren, zekâmızı maymunlaştıran ve kalbimizi kanserleştiren, tarihi 129 yıllık cereyanın, kendi öz evimizde, yüzümüze kapadığı oda, mukaddesat odamız...

Ayasofya budur!

129 yıl boyunca, dışarıdan Batı emperyalizmasının, içeriden de onların sâdık ajanları sıfatiyle kozmopolitlerin, masonların ve nihayet hepsinin birden ana sermayesi ve gönüllü fedaisi halinde, adı Türk, küfür tip ve zümrelerinin idare ettiği bu cereyan, Ayasofya’yı müzeye çevirmekle, sağlık müzelerindeki balmumundan frengili suratlar şeklinde, Türkün öz ruhunu müzeye kaldırmış oldu.

Frenk kelimesinden gelen "frengi" ismine dikkat ediniz! Türkün mukaddesatına frengili bir surat gibi bakan bu insanlardır ki, "frengi" mefhumunun tâ kendisidirler ve ciğerlerine kadar frengilidirler... !> Şimdi buradan saffet devrimize geçelim. Şairin;

Alıntı


Şâyestedir denilse,
Âlem senin mezarın...
Dedikten sonra:

Alıntı


Hâlâ gelir zeminden
Tekbir-i zâr-ü-zârin...


Diye belirtmeğe çalıştığı; dâva ve gayesi bakımından Büyük İskender ve Sezar’ı oda hizmetçiliğine kabul etmeyecek kadar üstün hükümdar, başbuğ ve (aksiyon) adamı Fatih, İstanbul’u fethedip onun kalbi Ayasofya’da namazını edâ ettiği zaman, Cenubî Fransa’da kırılıp Viyana’da tekrar Batıyı dişleyecek olan İslâm taarruz kıskacının mihver çivisini ele geçirmişti.

Ayasofya işte bu incecik mildir, bu çividir; onu İslâm kıskacına yerleştiren Fatih Sultan Mehmed’dir; ve eğer ondan sonra kıskaç kapatılamadıysa suç kapatamıyanlardadır. Fatih’e düşen şerefse, erişilir soydan değildir. Kendisinden sonra, Kanunî Sultan Süleyman gibi, iyi ve kötü arasındaki ayırıcı çizgiden başka bir şey olmayan meccanî ihtişam kahramanı, karaların ve denizlerin yüce hakanına kadar süren muazzam (aksiyon) akışında en büyük hız payı, yine Fatih’indir. Kanunî devrinde teşekkül eden büyük ahenk tablosunun unsurları, Ebussuud gibi şeyhülislâm, Sokullu gibi sadrazam, Baki gibi şair, Sinan gibi mimar ve Barbaros gibi amiral, sadece ve sadece Fatih’in, hareket noktasına bu mili yerleştirdiği kıskaç yüzüsuyu hürmetine yetişmiş büyükler...

Târihimizde, Fatih’ten başka her hükümdarın (aksiyomu, isterse vatana eklediği toprak Fatih’inkinden bin misli fazla olsun, ulvî kemâl ve noksansızlık mânasına, tamam olmaktan uzaktır. Yalnız Fatih’dedir ki, kendi zaman ve mekânına göre, dâva hedefini, muhteşem ve muazzam bir tamamlık içinde buluyoruz.

İşte bütün bunları (sembolize) eden, remzlendiren de cihanın en güzel beldesi İstanbul ve onun kalbi Ayasofya...

Salibin ağırlığından kurtarılıp hilâlin kanatlarıyla kendisine gök kubbe yolu açılan, böylece Yirminci Asır dünyasına gerçek medeniyet ve ebediyet mimarisinin ne olduğu onunla gösterilen, Batı aklı ve Doğu ruhunu birleştiren eski Bizans eseri ve artık yeni tekbir yuvası tarihi kubbe...

Demek ki, Ayasofya, ne taş, ne çizgi, ne renk, ne cisim, ne de madde senfonisi; sadece mâna, yalnız mâna...

İstanbul’daki Süleymaniye, Edirne’deki Selimiye, bunlara karşılık da Roma’daki (Sen Piyer) ve Paris’teki (Notrdam), bizde ve onlarda daha niceleri, madde ve hattâ gayelerine bağlı mâna kıymeti olarak, Ayasofya’nın eşik taşına bile denk olamaz. Zira bunlardan herbiri, kendi gayesinin tabiî şartları içinde, tek taraflı olarak yükseltilmiş bir eser... Ayasofya ise bunların yanında bir kümes bile olsa, öyle bir nasibin sahibi ki, ne madde, ne de tek taraflı mâna ölçüsüyle ona varmak kabil... Ayasofya, bir mânanın, zıd mânaya taarruz ve onu zebun edişinin, bütün dünyada eşi olmayan âbidesi...

Fatih Sultan Mehmed, bu hikmeti sezdi; ve Ayasofya’yı, İstanbul gibi misilsiz bir mahfazanın içinde, güneş çapında bir pırlanta gibi zapt ve fethetti.

Târihimizde daha nice zapt ve fetih hareketinin kahramanı var; niçin hiçbirinin adı, hâs isim olarak Fatih değil?..

İmdi:

Biraz evvel işaret ettiğimiz gibi, (İmperyum Romanum)dan üstün bir imparatorluğun dev adamı olan Türk’ü binbir tarihî saik yüzünden çüceleştiriyorlar, 10 milyon kilometre karelik bir servet ve nimet zeminini 700 bin kilometre kare fakir bir anavatan kadrosuna kadar indiriyorlar, fakat bütün bu olanlara rağmen, Fatih’in o kadar maharetle yerine oturttuğu mili söküp atamıyorlar, çekip alamıyorlar. Zira İstanbul ve Ayasofya, muazzam nasibi icabı, anavatana bitişik ve onun içinde kalıyor; hiçbir şey yapılamayınca da, dünyada hiçbir milletin başına gelmemiş bir felâkete yol açılıyor; Ayasofya Türk’ün öz evi ve anayurdu içinde güya Türk’lerin eliyle mânasından koparılıyor, duvarlarından Allah ve Resulünün mukaddes isimleri indiriliyor, iç sıvaları kazınıp putlar meydana çıkarılıyor ve hilâlden ziyade salibin faziletlerini ilâna memur bir müze, yani içinde İslâmiyetin gömülü olduğu bir lâhid haline getiriliyor. Artık o, basit bir taş yığınıdır. Öyle bir taş yığını ki, sadece kendisinde kıyılan ulvî mânanın katillerini ilân ve ihtarla kalmıyor, üstelik her an salibin ağzından salyasını akıtıcı bir iştah telkiniyle, Türk’ün, ruhiyle beraber maddesini, maddesiyle beraber de ruhunu hıristiyanlık âlemine peşkeş çeken, "buyurun, ne duruyorsunuz; gelin ve bizi esir edin!" diyen bir hava yaşatıyor. Ayasofya’nın hilâl hâkimiyetinden uzaklaştırılmasıyla düşmana aşılanan gayret, bir ordunun harp plânlarını satmaktan beter bir tehlike ve suç belirtir. Eğer o kökünden traş edilse ve yıkılsa bir şey değil de, bu haliyle, bütün bir milleti ve tarihi her an öldürüp yine dirilten ve tekrar öldüren bir felâket...

Böylece, Batı dünyasının bize içimizden, içimizdeki ajanları vasıtasıyla yaptırdığını, ne Haçlılar yapabildi, ne Moskof, ne de Ayasofya’nın gözü dönmüş şehvetlisi Yunanlılar...

Milyonluk bir orduda, bir emirle, herkes silahını kalbine dayayıp tetiği çekse ve intihar etse, bu emrin o orduya vereceği zararı hangi düşman sağlayabilir?..

Ayasofya’nın kapatılması işte böyle olmuştur. Ve Türk tarihine, mukaddesatına, ruhuna, ihanetlerin en büyüğü şeklinde meydana gelmiştir. Türk’ü yoktan var ettiğini iddia eden bir zümre ve (klik) zihniyeti, Ayasofya ile Türk vatanını, göklerdeki aslî ve hakikî vatanıyla beraber satmıştır.

Allah diyen bu millet mutlaka kalacak; ve kalacağına göre, öteki dünyadakinden evvel, bu dünyada hesap gününü açacaktır. Ayasofya, muayyen bir idare ve zihniyetin getirdiği, ruhî, ahlâkî, içtimâi, iktisadî, idarî, siyasî felaketler eliyle Batı dünyasına takdim edilen hediye kutusu üzerindeki fiyonklu kordelâdır. Topyekûn şahsiyetlerini düşmana teslim edici böyle hediyeleri veren milletler ise, hediyeyi alanlar nazarında hakir ve zelildir. İşte Kıbrıs dâvası!.. O kadar Batılılaştığımızı, uygarlaştığımızı, özgürleştiğimizi, kendisinden olduğumuzu iddia ettiğimiz Batının bize muamelesine dikkat etmiyor muyuz? Bizim, kendimizi, kendisinden saymamız pahasına, Batılı bizi asla kendisinden saymıyor. O, ne Doğulu, ne de Batılı, bu mukallit ve bulamaç insanı asla benimsemiyor; ve ismini taşıdığı (Greko-Lâtin) medeniyetinin piçleşmiş uzvunu, sefil Yunanlıyı, şımarık çocuğu halinde her ân tatmin ve bize tercih etmekten başka bir şey düşünmüyor. Büyük İngiliz şairi Lord (Baynn)ın Türklere karşı Yunan istiklâl çarpışmalarında öldüğünü ve Yunan topraklarında yattığını bilmeyen diplomatlarımız, hâlâ selâmeti, Türk’ün öz şahsiyetinde değil, Batılıya Batılı görünmek özenişinde arıyor.

Hayır! Batılıdan, sığıntısı olmak yoluyla sağlanabilecek hiçbir himaye mevcut değildir. Biz bu kafayla gittikçe de başımıza daha neler geleceği görülecektir.

Bütün bu mânalar Ayasofya’ya bağlı... Daha neler ve neler!.. Türk İstiklâl Savaşı’nın temiz ruhuna leke düşürenler, o ruha ve onun müspet temsilcilerine rağmen, kazanılmış bir istiklâli topyekûn tersine çevirme yoluna girmişlerdir.

Belirttik ki, kendi öz mukaddesat ve târihini kendi öz yurdunda maskara edenlere, o mukaddesat ve tarihin düşmanları hürmet etmez, tiksintiyle bakar. İşte, dünyada ve dış politikada yüzümüze kapanan kapılar bunun için kapanıyor. Doğrudan doğruya bunun için olmasa da dolayısıyla bunun için... Şahsiyetsizliğin ceremesi... Bunun içindir ki, Avrupa, köküne kadar şahsiyet heykeli İkinci Abdülhamid Han’a hürmet ediyordu. Almanya imparatoru (Vilhelm) siyaseti ondan öğrendiğini söylüyor ve Prens (Bismark) tam bir Abdülhamid düşmanı olduğu halde, onu, asrın en büyük siyaset dehası diye gösteriyordu. Eğer Abdülhamid’e, Ayasofya’yı müze yapması karşılığında bütün dünya hazinelerini vereceklerini söyleseler, nefretle reddeder, imparatorluğunu elinden almakla tehdit etseler son damla kanına kadar akıtmakta tereddüt etmezdi. İnkarcı (Volter)in Allah’ın Sevgilisine ait piyesini Fransız tiyatrolarından Fransa devleti marifetiyle kaldırtan, yoksa bunun harp sebebi olacağını Fransa hükümeti’nin suratına çarpan, Ulu Hakan Abdülhamid Han’dan başka kim olabilmiştir? O Abdülhümid Han ki, bunca ordusundan yalnız bir tanesiyle birkaç gün içinde Atina kapılarında görünüvermiş ve küçücük bir Yunan şımarıklığını, onlara Ayasofya’dan bahsettirmek yerine (Akropol) önünde ordugâh kurmakla cezalandırmıştı. Şimdi o Yunanlı, baykuş gözlerini üzerimize dikmiş, birinde Ayasofya, öbüründe Rumelihisarı’nın hayali, İstiklâl Savaşı’ndaki küstahlığından beter bir nefs emniyeti içinde dikilip duruyor da, bizde, onun iki gözünü birden çıkaracak (enerji)den eser görünmüyor.

Sebep?

Çünkü Ayasofya’nın kapılarıyla beraber ruhumuzu kilitlediler. Her mâna, her hikmet, her münasebet Ayasofya’ya bağlı...

Ayasofya açılmalıdır. Türk’ün bahtıyla beraber açılmalıdır.

Ayasofya’yı kapalı tutmak, Yunanlıya "ben yapamıyorum; sen gel de kendi hesabına aç!" demekten farksızdır.

Ayasofya’yı kapalı tutmak, Birleşmiş Milletler’den Afrikalı yamyam devletlerine kadar aleyhimize rey verdirip kendileri müstenkif geçinen Batılılara "artık benim hayat hakkım kalmadı!" demektir.

Ayasofya’yı kapalı tutmak, bu toprağın üstündeki 30 milyon ve altındaki 30 milyar Türk’ün semâları tutuşturan lanetine hedef olmaktır.

Ayasofya’yı kapalı tutmak, Allah’a sövmeye, Kur’ana tükürmeye, Türk tarihini kubura atmaya, Türk iffetini kirletmeye, Türk vatanını satmaya denk bir suçtur.

Gençler! Bugün mü, yarın mı, bilemem!

Fakat Ayasofya açılacak!.. Türk’ün bu vatanda kalıp kalmayacağından şüphesi olanlar, Ayasofya’nın da açılıp açılmayacağından şüphe edebilirler.

Ayasofya açılacak... Hem de öylesine açılacak ki, kaybedilen bütün mânalar, zincire vurulmuş masumlar gibi onun içinden fırlayacak!.. Öylesine açılacak ki, bu millete iyilik ve kötülük etmişlerin dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçecek...

Ayasofya açılacak!... Bütün değer ölçülerini, tarih hükümlerini, dünyalar arası mahsup sırlarını, her iş ve herşey hakkındaki gerçek miyarları çerçeveleyici bir kitap gibi açılacak...

Allah tarafından mühürlenmiş kalplerin mühürlediği Ayasofya, onların aynı şekilde mühürlemeğe yeltenip de hiçbir şey yapamadığı, günden güne kabaran akınını durduramadığı ve çığlaştığı günü dehşetle kolladığı mukaddesatçı Türk gençliğinin kalbi gibi açılacak...

Ayasofya’yı, artık önüne geçilmez bu sel açacak...

Bekleyin gençler!.. Biraz daha rahmet yağsın... Sel yakındır.

Fatih ve Onun Yeni Nesline Selam!

Hitabelerim

NECİP FAZIL KISAKÜREK

Mekânı cennet olsun.

--------------------------------------------------------------------------------------

Boynunu büktükçe, başımda hilal
Kimseye hakkımı, etmem ben helal
Şerefeme çıksın, artık bir Bilal
__Özledim ezanı, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

Çekilsin sinemden, küffarın eli
Kırılsın der artık, şu haçın beli
Sarsın gönülleri, bir duygu seli
__Tekrar etsin fetih, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

Sultan Ahmet benim, canım ciğerim
İbadete açık, gıpta ederim
Bende bir camiyim, bende isterim
__Dinsin şu hasretim, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

Toplansın mü’minler, cem-i cümlesi
İnlesin kubbemde, müezzin sesi
Okunsun Kur’anlar,bitsin çilesi
__Yeter bu esaret, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

Mihrabımda görsem, şu vali beyi
Arkada saf tutsun, işçisi beyi
Ebedi çekemem ben bu çileyi
__Bitsin şu ayrılık, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

Gerçekten kul isen, Yüce Allah’a
Hakiki ümmetsen, Resulullah’a
Fatih’in eseri, ersin salaha
__Yokmu bir yürekli, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

Yerime bin tane, cami yapılsa
Kapanan mabedler, geri açılsa
İçleri hınca hınç, mü’minle dolsa
__Yine yerim dolmaz, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

20.12. 2011
Hüsnü Önder



HU SESLERİ YÜKSELİR SULTANAHMED MEYDANINDAN
OSMANLI KOKUSU GELİR SUYUNDAN HAVASINDAN
HÜZÜNLÜ AYASOFYA BOYNU BÜKÜK SEVDASINDAN
İSTANBUL GÖNÜL SARAYIM BİTMEYEN SEVDAM. Ramazan Akkaş Abim’in yürek sesi.



SABIRDIR HAKLIYA HAKKINI VEREN
MEVLÜD-İ GÜLİSTAN OLMADI DEREN
UMURSUZ OLDUKÇA MEVZUYU GÖREN
...UNUTUN SİZ BENİ, DER AYASOFYA’M!
...ECNEBİ ÇİĞNİYOR ,YER AYASOFYA’M! Kardeşim Yasemin’in yürek sesi.



Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (19)

5.0

100% (19)

Ayasofya'm Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Ayasofya'm şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AYASOFYA'M şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ramazan AKKAS
Ramazan AKKAS, @ramazan-akkas
23.1.2012 20:17:49
HU SESLERİ YANKILANIR SULTANAHMED MEYDANINDAN
OSMANLI KOKUSU GELİR SUYUNDAN HAVASINDAN
HÜZÜNLÜ AYASOFYA BOYNU BÜKÜK SEVDASINDAN
İSTANBUL GÖNÜL SARAYIM BİTMEYEN SEVDAM.


YÜREĞİNA SAĞLIK BAŞKA BİR YERDEDE OKUMUŞTUM BİN KEREDE OKUSAM YİNE OKURUM ÇOK GÜZEL.
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
31.12.2011 17:47:11
çok güzeldi
ayasofyam diyor gönül sesiniz
saygılarımla herdaim
HakanKurtaran
HakanKurtaran, @hakankurtaran
30.12.2011 13:05:33
5 puan verdi
Ayasofya ibadete açılmalı,
Önündeki engeller saçılmalı.
Bir daha kapatmaktan kaçınmalı,
Fatih Sultan Mehmete ayıp oluyor...
HakanKURTARAN
Yürekten Tebrikler ...
S / ÂYE
S / ÂYE, @s-ye
29.12.2011 17:04:58
5 puan verdi
İsterdim ki bu şiir günün şiiri seçilsin. Bütün içtenliğimle söylüyorum, şiir beni hem hüzünlendirdi hem düşündürdü. Konusu güzel. Tarihi ve milli bir konudur Ayasofya.

Kaleminizi ve kalbinizi kutluyoryum.

Selamlarımla
Hüdaverdi ER (Hüdai)
Hüdaverdi ER (Hüdai), @hudaverdi-er-hudai
28.12.2011 10:10:02
Nefis dizeleri adeta soluk almadan okudum usta kalem.
tebrik ediyorum, selam ve muhabbetlerimle...
(Mustafa Çetiner)
(Mustafa Çetiner), @mustafa-cetiner
27.12.2011 18:57:23
Ayhan kardeşimin şiirinden geldim buraya, iyi ki de gelmişim.
Anlamlı ve güzel bir şiir okumuş oldum.
Kutlarım duyarlı yüreği.
Selam ve sevgimle.
Tercanlı24
Tercanlı24, @tercanli24
25.12.2011 11:39:14
5 puan verdi
Gerçekten kul isen, Yüce Allah’a
Hakiki ümmetsen, Resulullah’a
Fatih’in eseri, ersin salaha
__Yokmu bir yürekli, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

Yerime bin tane, cami yapılsa
Kapanan mabedler, geri açılsa
İçleri hınca hınç, mü’minle dolsa
__Yine yerim dolmaz, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m


emeğinize sağlık o güzel yüreğiniz dert görmesin kutlarım çalışmanızı selam ve saygılar gönderdim
yasemen akyürek
yasemen akyürek, @yasemenakyurek
24.12.2011 14:59:55
5 puan verdi
SABIRDIR HAKLIYA HAKKINI VEREN
MEVLÜD-İ GÜLİSTAN OLMADI DEREN
UMURSUZ OLDUKÇA MEVZUYU GÖREN
...UNUTUN SİZ BENİ, DER AYASOFYA'M!
...ECNEBİ ÇİĞNİYOR ,YER AYASOFYA'M!

DİYESİM GELDİ HOCAM SAYGI HÜRMET DUAYLA KALIN İNŞ...
türkmendağlı
türkmendağlı, @turkmendagli
23.12.2011 16:28:25
Boynunu büktükçe, başımda hilal
Kimseye hakkımı, etmem ben helal
Şerefeme çıksın, artık bir Bilal
__Özledim ezanı, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

Çekilsin sinemden, küffarın eli
Kırılsın der artık, şu haçın beli
Sarsın gönülleri, bir duygu seli
__Tekrar etsin fetih, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

Sultan Ahmet benim, canım ciğerim
İbadete açık, gıpta ederim
Bende bir camiyim, bende isterim
__Dinsin şu hasretim, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

Toplansın mü’minler, cem-i cümlesi
İnlesin kubbemde, müezzin sesi
Okunsun Kur’anlar,bitsin çilesi
__Yeter bu esaret, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

Mihrabımda görsem, şu vali beyi
Arkada saf tutsun, işçisi beyi
Ebedi çekemem ben bu çileyi
__Bitsin şu ayrılık, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

Gerçekten kul isen, Yüce Allah’a
Hakiki ümmetsen, Resulullah’a
Fatih’in eseri, ersin salaha
__Yokmu bir yürekli, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

Yerime bin tane, cami yapılsa
Kapanan mabedler, geri açılsa
İçleri hınca hınç, mü’minle dolsa
__Yine yerim dolmaz, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

20.12. 2011
Hüsnü Önder


İlgililer okumalı ve onur, gurur meselesi yapılmalı, Fatih in de kemikleri sızlatılmamalı, sitemli şiirinizi kutluyorum.Puanım tam.Yunus diyarından selamlar.
Sami ASLAN
Sami ASLAN, @samiaslan
22.12.2011 23:16:28
AYASOFYADAN EZANLAR HUZUR VERİR İNSANA DEĞİLMİ HOCAM..İNŞALLAH O GÜNLERDE GELİR..TEBRİK EDİYORUM.SAYGILARIMLA.
Mehmet Ziya Dinç
Mehmet Ziya Dinç, @siirlerinziyasi
22.12.2011 16:33:26
5 puan verdi
Kısa bir süredir tanıdım kaleminizi, ilk paylaşımlarında ufak tefek eksikleri vardı şiirlerinizin ama yürek sesi mükemmeldi..
Bu şiiri yazmak için, böyle bir yürek lazım insana..
muhteşemdi
kutlarım çokça..
kaleminizden bundan sonra mükemmel eserler okuyacağımıza eminim
selamlar sevgiler
İSMAİL SÜKLÜM
İSMAİL SÜKLÜM, @ismailsuklum
21.12.2011 20:23:41
5 puan verdi
Şiirinizi okurken yıllar önce okuduğum Durali Yılmaz'ın Ayasofya Dile geldi, romanını hatırladım.Mükemmel bir otobiyoğrafi idi.
Yeni yetişen gençler muhakkak okumalı. Hatta ders niyetine okutulmalı okullarda.
İnşallah o hilal bir gün tekrar parlayacaktır.
Tebrik ederim.
Selamlarımla.
Güneri Yıldız
Güneri Yıldız, @guneriyildiz
21.12.2011 18:13:51
5 puan verdi
Ayasofya önemli bir semboldür; yer olması, yeni cami yapmak, daha büyüğünü yapmak falan bu sembolün yerini alamaz...
Ayasofyanın kapalı kalması bir medeniyetin yok olması anlamına gelir; Üstad merhum Necip Fazılın yazısı da bu açıdan şahaneydi...
Yürekten kutluyorum...
Selam ve saygılarımla...
sakaogluhasankucuk
sakaogluhasankucuk, @sakaogluhasankucuk
21.12.2011 17:52:16
Dilekleriniz, dileklerimizdi. Canı gönülden kutluyorum.
Bandırmalı
Bandırmalı, @bandirmali
21.12.2011 16:31:08
5 puan verdi
Gerçekten kul isen, Yüce Allah’a
Hakiki ümmetsen, Resulullah’a
Fatih’in eseri, ersin salaha
__Yokmu bir yürekli, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m.

Değerli kaleminizden harika bir eser okudum
anlamlı ve nice güzeldi kaleminiz esağlık saygılarmla..
Tuncay Akdeniz
Tuncay Akdeniz, @tuncayakdeniz
21.12.2011 15:49:38
5 puan verdi
Saygıdeğer üstadım Rabbimiz sizden razı olsun o duyarlı ihlaslı yüreğine edip kalemine emeğine sağlık ,nefis anlatımıyla harika bir toplumsal şiir okudum yürekten kutlarım , duygularına yürekten katılıyorum Ayasoyfa içimizde kanayan bir yara umarım o duyarsızlara ders olur böyle bir mabetin ibadete açık olmaması islami bir ülkede çok üzücü bir olay ,
duyarlılığınız için teşekkür ederim
kalbi selam ve saygılarınla Allaha emanet olun duam ile
Etkili Yorum
ayhan çoban
ayhan çoban, @ayhancoban
21.12.2011 15:46:58
5 puan verdi
canım kardeşim sayfaya giriş yapmayacaktım mübarek alnından öpmek için girdim sayfaya. bazı şiirler vardır muhtevası, şeklin, kafiyenin, ölçünün önüne geçer, bu şiir de tıpkı öylesi bir şiir. AYASOFYA nın cami olması için önce ALLAH a kul olmayı insana kul olmanın önünde gören idareciler gerek. 2006 yılında AB nin isteği üzerine diyanet işleri başkanlığı müftülüklere genelge gönderdi ve "İNNET DİNİ İNDALLAHİL İSLAM" (ALLAH katında tek ve geçerli din İSLAMDIR) ayeti kerimesinden rahatsız oldular ve bu ayeti kerimeyi okumayın demeye getirdiler. bir çok camide cuma hutbelerinde bu ayeti kerime artık okunmuyor. derdim çoktur hangisine yanayım, yine tazelendi gönül yarası. selam ve dua ile can kardeşim
paşaoğlu
paşaoğlu, @pasaoglu
21.12.2011 09:32:12
5 puan verdi
harikaydı ezana susayan ayasofya minarelerinin hasreti biter inşallah...selam ve dua ile...bire emanetsiniz...
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu, @ozan-ihlasi-bekir-akbulut
21.12.2011 02:07:32
5 puan verdi
emeğine sağlık çok güzel bir şiir kutluyorm
eroluraz
eroluraz, @eroluraz
21.12.2011 02:01:51
Fikrimce diyorum... Teknik olarak çok güzel. Duygu ve inançlarını çok çok net ve anlaşılır bir şekilde ifade etmiş şair. Hece gergefi ustaca işlenmiş. Bu bağlamda şairimizi tebrik ediyorum. Yine fikrimce diyorum... Dünyayı camiyle donatsan ne çıkar, cemaat yapamadıktan sonra... Zaten her yer mescit değilmi, kAç yerde namaz kılan var? İçerik olarak şekilci kalmış, hatalar var. Ayasofya Fatihin değil Bizansın eseridir, ayrıca Hilalin söndüğü filanda yok. O hilal için canını verecek en azından milyonlarca genç ve yaşlı çıkar.
CemalettinGÜRPINAR
CemalettinGÜRPINAR, @cemalettingurpinar
21.12.2011 01:09:29
5 puan verdi
güzel kalemin daim var olsun kutlarım saygılarımla...
AKYÜZüm
AKYÜZüm, @akyuzum
21.12.2011 01:07:54
teşekkürler bu güzel şiir için ayrıca memleketin yarasına sürdüğünüz merhem için
Kahraman VARDI
Kahraman VARDI, @kahramanvardi
21.12.2011 00:34:16
Toplansın mü’minler, cem-i cümlesi
İnlesin kubbemde, müezzin sesi
Okunsun Kur’anlar,bitsin çilesi
__Yeter bu esaret, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

Mihrabımda görsem, şu vali beyi
Arkada saf tutsun, işçisi beyi
Ebedi çekemem ben bu çileyi
__Bitsin şu ayrılık, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m

Gerçekten kul isen, Yüce Allah’a
Hakiki ümmetsen, Resulullah’a
Fatih’in eseri, ersin salaha
__Yokmu bir yürekli, der Ayasofya’m
__Hilalin söndüğü, yer Ayasofya’m.

Kutluyorum güzel ve önemli bir temayı çok güzel yazmışsınız var olunuz selamlar.............
merdoğlan
merdoğlan, @merdoglan
21.12.2011 00:27:26
5 puan verdi
güzel ve duygulu şiirini tebrik ederim
inşallah analar öyle bir yiğit doğurur kardeş
saygılarımla
Afet İnce Kırat
Afet İnce Kırat, @afet-ince-kirat
21.12.2011 00:18:00
5 puan verdi
güzel bir şiir yüreğine emeğine sağlık kardeşim.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL