7
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1312
Okunma
Sana başka bir şey söyleyeceğim
Ölümcül de olsa kalmak
bu ay aydınlık bu italik kan kaybında
Çatlayan dil yörüngesinden çıkıp çakılsa
hiçbir yere gitmem soru sormamalısın artık
Benim ülkemde ölüler, ayakkabılarından tanınır
Çark eden boşluk ve renksizliği bulutun
Burada
Asılı kalan boynu vebalin
Aramızda
Engelmiş bak kestim işte kolumu
Bir Çingeneye adanmış olmasaydı ömrü ömrümün
Upuzun ve dikey düşüyor ışık şuramıza
Hayretin sarkacı değil midir sunulan her ayrılık
Dönelim gecenin saat üç onuna
Hiç unutma, her şeye kaldığı yerden başlamayan aynayı
Koynunda uyut, kışa kaldır, bahara yasla
Nereye asılsak, saydam oyuklar dolduruyor göz çukurlarını
Çarptığımız sis duvarlarına apayrılıkta
Bize kalan, yassılanmış bir ağlamaktı upuzun
Kız babaları ölümlü de olsa
Kalmak
Kalmaktı
Bir düşten sızarak serçe parmakta
Un ufak sol kaburga boşluğunda bir adamın
Şark usulü aşkım zamansız yolculuklarım kimin umurunda
Hiçbir yere gömülmem artık
Kanlı dolandırılsa da başım, Ülker’inin omzunda
Beni anlama yakana iğnele, göğsünde taşı
Erkekleri de üzgün diğerleri kadar dünyanın
Önce ekmek!
Önce ekmek aynı boşluktan süzüldü
Renksizliğine vardığımızın
Söz insana benzerdi, insan söze sevgilim...
5.0
100% (6)