14
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
1844
Okunma

mutedil bir sıtma bu
yürürken içimde o bıçkın müntehir
anlaşamıyoruz işte
sen parşömen boyamak diyorsun şiire
sürgüne infaz adımları bilir gibi
yarım ayak divit oldun mu ki hiç
bak yine gönendi gök
kayaların ağlaması diyorsun denize
kumun nezlesi
severken hiç p/es dememiş gibi
bilirken
sevmek cesur adamların intiharıdır
yürüme bana tedirgin tedirgin
aşkolsun deme şimdi
aşk olmaz bu
sadece ölgün bir kadavra temennisi...
sünepe günlere isyanınla eşlik ederken
neremde taşırdım seni düşündün mü hiç
her adımda aymaz bir muhtıra yemek nedir
palyatif romanları eşkiyalar basarken
hangi avucuna alırsın çarmıhı
hangi güzergâh kullanılır
dudaktan kalbe ulaşmamış bir yangını söndürmek için!
salgın halde vurulduk doğru
bir daha doğrulamadan hem de
ve beceremedik bu oyunu
iki ayrı raydan bakıyoruz şimdi bir birimize
her seferinde ayrı cümleler taşıyan trenler gibi
tek benzerlik ruhunu alır gibi çalan o siren sesi
bir demir ezgisiydi benimkisi
ve ezdi geçti...
durma bana öyle senmişsin gibi!..
sorma bana
yaz, yaz nereye kadar
belki sıkılır bu hicret törpüden
belki durulana dek yaradan akan kan
ya da öldürmeden duyana dek yaradan!
ölgün bir aşkın sönmemiş şavkısın
ve sabra sirayet demir yığını o terasın
dayarsın kulağını istemsiz desibellere
ama duymamalısın
ve dua etmelisin bolca
ki; lütfetsin de hatırlasın
o kızıl ojeli kadife parmaklar
ve canını alır gibi
sırtının, saçlarının pasını okşasın tarasın!..
yürüme bana öyle tedirgin tedirgin
ve bakma yangın merhemli gözlerle
sen bu masalda hâlâ yarasın!..
ToprağınSesi
( Naçiz karalamama ses, nefes olduğu için şiir kardeşlerim; Çimlerin Melodisi’ne ve yine emeği geçen de-soulmate’e sonsuz teşekkürlerimle )
.
5.0
100% (22)