20
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2311
Okunma
-kirli tuval devranı dünya,
kaç fırça darbesi kârsız indi zamana-
ruhum suskun
aç biilaç gecenin koynunda
açılır eller bir tutam akşam sefası ile
ayaklansa da ahuzar
avare mor yol keser
damlalar ulaşmaz toprağa
çatlar ar damarı
ağyar kahkahaların yelesinde
bir "bit yeniği "
şen dul edasıyla
"açıl susam açıl"
kaç kişi kaldı, kızıl kan yutup
kızılcık şerbet kokusu yayan etrafa
"her koyun kendi bacağından
asılır"/ kandil bir gece vakti süreyyaya
her akıl kendi ekseninde
döner/ divane dervişler bir eli semada
yükselir gönlün tavanı
gecenin son demi sarınırken uykuya
diğer el dokunur gözlerindeki sancıya
renkler karmakarışık
hangisini seçsem boyanır sükûta
güller hüzün kokar
dökülür şehrin üstüne
çoklukta yokum aslında
bir kafes içinde
gökkuşağı uydurdum kendime
-haydi, bir fırça al eline
boyayalım gökyüzünü mevsimsiz renklerle-
Fergül
Eylül / 2007