15
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
2103
Okunma


I.
Konuşacak neyim var ki
O’nu konuşup dururken içim
Ondan uzak, ona yakın…
Gün aynı gün ve hep aynı
Onun gözlerime astığı resim
Ayrılık, aynı ayrılık
Hüzün aynı hüzün
Var mı ki yarının bir başka adresi
Aynıyken tablo ve duruyorken
Ömrümün duvarında
Kıyam ettiğim, kıyametim…
II.
Nasıl desem, nasıl anlatsam bilmem ki
Rüzgârların sert estiğini yüreğimde
Nadas zamanı
Yaralı omuzlara koştuğumu nefes nefese
Toplayıp yaralarını, hasada inat
Yaralarımın kabuğuna sardığımı
Sızladığını içimin
Ve çaresiz kaldığımı…
Artık, gümüşmüş de adım
/yeni öğrendim/
Oysa griliğime razıydım
Razıydım da tükenmişliğime
Bulaşmasaydı üstüme başıma
“Fazla geldi!” dediğim
Onca hüzün, onca keder…
Hem oyunlarım vardı benim
Kendi kendime oynadığım
Avunmak için yetmese de
Avunduğuma inandığım
Nerden çıktı şimdi!
Oynamak zorunda kaldığım
Tamburun üstüne
Bir başka oyun…
III.
Yoruldum!
Yorulmasam, konuşacak çok şeyim olurdu daha
İçimde çıkınladığım, yüzlere söyleyemediğim
Sevgilerim, nefretlerim
Kahırlarım, kahrettiklerim
Kız kurusu söylemlerim belki…
Yoruldum
Ayaklarım da yorgun
Tabanlarımda uzun yılların sızısı
Sözüm de geçmiyor dizlerime üstelik
Yıkılmak, an meselesi...
IV.
Önceleri, tırnağım taşa değmesin derdim
Çıkmadan önce karşıma hayatın ucube yüzü
Üstelik düz duvara tırmanırım sanırdım
Dökülmeden önce üstümden
Gücüm kuvvetim…
Ama şimdi değsin!
Tırnağım da başım da taşa
Düşsün yakamdan bir bir
Umutlar
Beklentiler
Eller!
Sussun da hayatın sesi
Çünkü susmaya
İhtiyacım var…
V.
Belki de
Susmadan susmak, en iyisi
Gümüşken adım
Griyken nefesim
Neyim var ki konuşacak...
Saadet Ün – 25.12.2011
Yürek sesimi günün şiiri olarak seçen kurula; ve yorumlarıyla yürek sesime ses olan tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum. Sevgi ve saygılarımla...
5.0
100% (14)