20
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
2195
Okunma


Nefesi kesiliyordu kıvrık uçlu hayallerimin
izbelikti sakladığım her noktanın sonu
saçlarıma değen soluğunda çatlarken nefesim
yakardı geçmişi bir kor alırdı her yanı
kelimeleri yüklerdim kağıt kayıklara
açılırken yelkeni düşlerimin sana
boğulurdu sus denizin dalgalarında hecelerim
geçmeden zaman ayakların altından
düşüyor boyalı duvarlara, pankartlara
Ay ışığının dilinde parlardı ellerimin kesiği
unuttum dediğim yerden dökülürdün damla damla
ayakları mordu soğuk gecelerimin
parmak uçlarımı üflemekten dudaklarım kuru
kulaklarımda dişsiz bir adamın gülüşü
cilalı sözcüklerinin önünde edepsiz düşlerimin diz çöküşü
yamalı geçmişim sökülürken dikişlerinden
Sarkmıştı yüzümün astarı
korkular besliyordum koynunda
saklıyordum kendimi tek nefeslik cümlelerin arkasına
arsız bir kırmızı dudak gibiydi kapı aralığından bakışın
puslarını silkeliyordun gözlerindeki hayallerin
gözyaşlarını siliyordum kırmızı rug/anlı boynu bükük cümlelerin
beli bükük zamanın titrek elleri
izinsiz düşerdi yıldızlar geceleri dekoltesine
ikindi zamanı üryan bir çizgi bırakır parlak tenine
yol yol iner güneşin dudaklarından öperdi
çoban yıldızını takarken saçlarına
ayın duvağını kaldırdı
incelmiş yüreğini yüklenirken omuzlarına
yağmur kokmasaydı birde saçlarında
sevmezdim belki bu kadar kavruk yüzünü
düş kırıntısı mıydı yoksa gördüğüm
içimi doldururken
ruhumu boşaltıyordu
Yoksa sen kadar keskindi kaleme düşen paçavra kelimeler
aslında düş kesiği değildi köprülerden itilen
dil atığıydı bir şiirin intiharıydı satırlara düşülen
ayaklarımda zincirlenmiş sahte cümleler
taş merdivenlerin soğuk telaşı
çıkıyordu ağır ağır geleceğe, ıskalanmış geçmişin bırakırken geride
aşkın kahramanı olarak geçtim tarih kitaplarına
kesiliyor soluğu dökülürken lime lime dilinden iğfal edilişi aşkın
edebin terini sürerken tenime/
diz çöker bir geyşa boyun eğişinde bahtının önünde
Yürür adımları güneşin ışığında
sıvazlar gecenin kuzguni saçlarını
büyülü kelimeler üfler tenine
soyunur günahın gölgesine
kızıl bir hale düşürür göğsünün üstüne
kayıp gider taş kaldırımların arasına
gecenin kaçamak duygularını doldururken valizine
merdivenler gıcırdar
bir sağanak düşer kağıda
beyaz zarflarda sokulur gidişler kelimelerin arasına
ve düşlerini toplar apar topar
bir gidişi iteler ayağı ile
ince topukları ezerken zamanı başı vurulur aşklar
ölür anılar başlar yeni bir gün ortası
ucu açık kelimelerin aranıyor zanlısı
5.0
100% (24)