5
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1368
Okunma
ne zaman arasam seni
telin, dikenli çiçek açıyor
kokuların batıyordu kulağıma
şimdi senin dilinde
kendi adıma mayınlar döşedim
adımı söylesen, ağzın patlayacak
havaya uçacak yüzün gözün senin
/burada; dilek ve temenniler/
evrilesi, devrilesi boyun
boykırımlara gelsin
hep önemsediğin başkalarının önünde
daha da ezilip büzülesin
soyun kütük senin
sağın solun, kütük senin!
dilerim ki günün birinde
benden daha keskin bir baltaya denk gelesin
sen kafana göre takıl
ama hep benden hanımefendilik bekle
eşek ne anladı ki
sıpası ne anlayacak hoşaftan
inek sever bir kasabın eline düşesin
seni benden çıkardım
geriye yine ben kaldım
bir sevme olsaydı
seni benden çıkardığımda
geriye ben kalır mıydım?
yani aslında ben seni pek sevmedim
sevemedim
kalabalık olmasaydın pek bi severdim
fazla mesai yapan kalbimi
sadece birkaç boy küçültmek istedim
kalbim senindir, gir deseydim
kalıbımı basarım ki
kirli galoşlarla yüreğime basar, onu kirletirdin
/insanlık hali işte, bu fasılda
üzülmüş gibi yapıyorum/
bağışla
hani babası zengin,
gereğinden fazla şımarık
yapışkan etiket bir kız arkadaşımın
kaybolan çantasına üzülüyormuş
gibi ve benzeri bir durum yani şu an benimkisi.
ben sağ, ben selamet
sen mi?
merak etmiyorum
kör leyleğin rızkını
Allah verir diyorum
jir-fhrn
5.0
100% (8)