Elhamdülillah

"Dünya sahnesinin tam orta yerindeyim:
Her gün roller dağıtılıyor
Haklı, mazlumu oynamaya talip yok
Bense kendini bilmez şairlik şarabıyla sarhoş oluyorum.
Dünya sahnesinin tam orta yerindeyim..."

El-Rakib ismi vardır Esmaül Hüsnadan. Allah'ın doksan dokuz isminden. Bu isim gözeten gözetleyecidir. Yani Allah insanı gözetler ve gözetir korur. Allah her daim insanla ilgilidir. Niye gözetlesin ki diyor Mustafa İslamoğlu. Neden gözetlesin zaten melekler yazıyorlar günahı sevabı bunun amacı nedir? Zaten Mahşerde hesap gününde tüm azalar tüm şahit olan canlılar cansızlar gelip her şeyi söyleyecek neden Allah gözetlesin ki?
Çok ilginç daha çok doyucu (benim adıma) bir cevabı var. Aynı zamanda şu kader meselesinede ışık tutuyor. Evet inşaallah Mustafa İslamoğlu'nun Kader Risalesi kitabı yayınlanacak orda daha iyi anlayacağız. Evet dönelim konumuza
Allah gözetler çünkü eşyanın sabit bir kaderi vardır. Eşyanın kanunları vardır. Hayvanların, eşyanın iradesiz varlığın bir kaderi, bir ölçüsü vardır. O sınırlar dahilindedir. Ama insan irade sahibidir. Her zaman ölünceye kadar hayatını değiştirebilir. Buna gücü yeter. Tabii buda sınırsız değildir. Ama bu irade konusunda bir serbestisi vardır. Yani kimse zalim doğmaz, zalim olan öyle kalacak diye bir kaide yoktur. İşte öyle senaryo ki bu her an değişir. Etrafındaki sahneyi Allah kulunun her tutum ve davranışında sonsuz merhametiyle iyi ve güzele doğru çevirir. Yeter ki kulu o yönde hareket etsin. Yeter ham olan aklı gönlü gelişsin. İşte dediğiniz gibi roller her gün yenilenir, her an yenilenir. VE insan her zaman değişmeye açıktır. Ama yeter ki istesin.

El-Hafiy. Allah insanı adım adım takip eder. Allah insanın hafisidir. Yani her daim kontrol eder onun en gizli yönlerini bilir. Ve onu korur. Hz İbrahim babasına hidayeti çağırdığında babası kabul etmiyor. Hatta diyor ki benim yanımda durma seni artık korumadığım gibi sana zarar da verebilirim. O zaman ayet Senin Hafiy Allah'tır diye bitiyor. Yani Allah'ın himayesine giren artık kimden korkar. Allah'ın ihtiyaçlarını karşıladığı kimse aç açıkta kalır mı?

Figüranlar oyuncular herkes sahnede. Oyun gerçek bir finale gidiyor. Aslında bir yerde rolünü sen yazıyorsun en güzel rolü yaz ve oyna. Yönetmen her zaman müdahil olan Allah. Sen seçimleri yapıyorsun. Yaptığın bir seçim var rolle ilgili gerisini Allah yapıyor. Sahne, dekor ışıklar, yardımcı oyuncular, figüranlar, oyunun uzunluğu kısalığı. Ve sonunda ödül ne olacak. Cennet mi Cehennem mi hangi karakteri canlandırmaya çalıştık hayatta iken. Öldüğümüzde o karakter dirilecek ve gerçekten manevi olarak yaptıklarımızı göreceğiz ahirette. Mustafa İslamoğlu öyle diyor. Kişi bu dünya ettiği şükrü yer orada besmeleyle, Allah'lı aldığı ve harcağı her lokma ona kat kat fazlasıyla geri döner. Gönderdiği ne varsa salih amel olarak orada karşılığını görür. Yani dünya yaptıklarımızın tam bir karşılığı ahiret. Tabii mükafat olarak kat kat fazla. Ceza olarak ise tam bir karşılğı. Gerçekten biz şuan günahı ne kadar kötü olduğunu maddi olarak olarak burda görseydik dayanamaz ölürdük. Evet o yüzden cehennemi cenneti ölünce göreceğiz. Bu hayat ahiretin tarlası, çalışma yeri o gün gelmeden iman edip Allah'a kulluğu yapmalıyız. Eğer Allah sonsuz merhamet sahibi olmasa bizi bir an şu dünyada nefes alamazdık. Her an bize verilen büyük bir nimet, bir borç. Din borç kökünden gelirmiş. Kelime olarak borç anlamında. Din günün sahibi diyoruz ya. İşte fatihada yani borç gününün hesap günün, hesabın kapatıldığı günün sahibi Allah.

Ya Rabbi
Bizleri dosdoğru yola ilet
Onlar ki senin helallerini yapmada
Haramdan kaçmada olduğu kadar titiz davrandılar
Onlar bildiler ki sınırları aşmak ya da geride kalıp
Sevaplardan kaçmak haddi bilmemek.
Haddi bilen hayatın bir boşluk kabul etmediğini
Doğru yapmayan yanlışta olduğunu bilerek
Sana en güzel şekilde ibadet eden
Kur'anda belirtiğin şekilde hayat tarzı olarak
İslamı seçen
Dinini ciddiye alıp ne gerekiyorsa yapan
Aklını çalıştıran
Akleden bir kalbe sahip
Mümin kullarından eyle
Amin Amin Amin

Elhamdülilah

Mazlum zalim karışında çekilmeyen, elinden gelenleri yapan korkusuz biri. Biz hiçbir zaman ezilen kendini zalim karşısında küçük gören mazlum olmayacağız. Allah bize yeter. Zalim kimdir? Zalimi Mustafa İslamoğlu çok güzel açıklıyor. Zalim Allah'ın yarattığını yarattığı yerden alıp başka yere koyan, zalim fıtrata uygun hareket etmeyen, zalim bu dünyada kendi yaratılmış bir varlıkken kul iken kendini tanrılaştıran. Zalim kendini tanrılaştıranlara karşı çıkacağına onların bu yanlışlarına ortak olarak ben güçsüzüm ben ne yapabilirim diyen, yani mazlumluğunu zayıflık, kitabına uydurmak olarak gören.

Evet dünya sahnesinin tam orta yerindeyiz
Yönetmen Allah,
Dekor hep değişiyor bazen savaş, deprem, bazen lüsk bir hayat; figüranlar, yardımcı oyuncular,
Sufle veren Peygamberler
okuduğu metin Kur'an vahiy. Buna göre oyna deniyor, bu oyunun gidişini belirleyen esas metin bu.
Sen kendi kendine oynarsan sahnenin ışıkları kapandığında gerçekle yüzleştiğinde iş işten geçmiş olacak. Evet hala vakit varken vahyi öğrenip oskarlık bir oyun çıkaralım cennete yakışan.